Politika

Bahçeli’den son dakika açıklamalar

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis’in yeni yasama yılının ilk grup toplantısında konuşuyor. Bahçeli, CHP’nin yeni yasama yılı açılışına katılmamasını “baltayı taşa vurmak” olarak yorumladı. Bahçeli, “Çelişkilerde bocalayan CHP yanlışı savunacak bayat gerekçelere sığınmayı tercih etmiştir. Meclis açılışına katılmamak millete saygısızlıktır” ifadelerini kullandı.

 Bahçeli, “CHP’nin siyaseti, sakat bir siyasettir. Bu ağır siyaset kusurunun milletimize vereceği bir şey yoktur. Özgür Bey’in Meclis’teki fotoğraf karesiyle ilgili temelsiz eleştirileri, bir kıskançlığın şifresidir. O fotoğraf Türkiye’nin fotoğrafıdır” dedi. MHP lideri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyona dair de bir kez daha iddianame çağrısı yaptı. Bahçeli, “İBB, rüşvet ve yolsuzluğun pençesinde, eko-sistemin esareti altındadır. Türk yargısına güvenimiz tamdır, iddianamelerin süratle ikmal edilerek adil yargı sürecinin derhal başlaması da samimi dileğimizdir” ifadesini kullandı. 

Bahçeli’nin açıklamasından satır başları şöyle:

“Değerli vekil arkadaşlarım, saygıdeğer misafirler, 28. dönem TBMM 4. yasama yılının ilk grup toplantısında hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Toplantımızı takip eden muazzez vatandaşlarımızı en halisane duygularımla selamlıyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Yeni yasama yılının ülkemize, siyaset hayatımıza hayırlı olmasını diliyorum. TBMM’nin ilk başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere 105 yılda gazi Meclis’te görev yapıp ebediyete intikal edenlere Allah’tan rahmet hayatta olanlara da uzun ömür diliyorum.

CHP’nin siyaseti, sakat bir siyasettir. Bu ağır siyaset kusurunun milletimize vereceği bir şey yoktur. Özgür Bey’in Meclis’teki fotoğraf karesiyle ilgili temelsiz eleştirileri, bir kıskançlığın şifresidir. O fotoğraf Türkiye’nin fotoğrafıdır. 

Özgür Bey’in Cumhurbaşkanımız ile ilgili sözde meşruiyet sorunu, partisinin ve şahsının ne kadar meşru bir çizgide durduğuna kafa yorması, akla en yakın seçenektir. 

Egemenliğin ve meşruiyetin yegane kaynağı, büyük Türk milletidir. 

Bu CHP’den hiçbir halt olmaz, olamaz. Mahkeme kapılarına yüz sürmesi, kendi iç meselesidir. Bu partiyi kasıp kavuran siyasi kriz, günbegün çıta yükseltmektedir. İtirafçı CHP’lidir, iddia sahibi CHP’lidir, müşteki CHP’lidir, fail, CHP’dir. Kılıçlar çekilmiş, ortak akıl kaybolmuştur. CHP’nin her önüne geleni suçlaması doğru değildir. 

CHP’nin istikrarsızlığı Türk siyaset ve demokrasi tarihini olumsuz etkileyecektir.

CHP’nin içinde bulunduğu kaos, yürek yaralayıcıdır. CHP’nin hesabını vermesi gereken korkunç nitelikli rüşvet ve yolsuzluk iddiası vardır. Özgür Bey’in savcı ve hakimlerimizle uğraşması, her iddiayı siyasileştirerek karalaması, meydan meydan dolaşıp zehir açıklaması, suçluluk psikolojisinin yansımasıdır. İBB, rüşvet ve yolsuzluğun pençesinde, eko-sistemin esareti altındadır. Yüzleşmek için özgüven, gerçekleri kabullenmek için de siyasi ahlâk ve dirayet gerekmektedir. CHP’nin belediyelerde dönen gayrimeşru ilişkilerin hesabını vermesi şarttır. Türk yargısına güvenimiz tamdır, iddianamelerin süratle ikmal edilerek adil yargı sürecinin derhal başlaması da samimi dileğimizdir. 


İsrail, hem insanlığın hem de barış umutlarının düşmanıdır. Mısır’daki müzakerelerin kesintiye uğraması, İsrail’in savaş, şiddet ve soykırıma devamı hâlinde, artık zora dayalı her türlü askeri seçenek meşru hale gelecektir. İsrail’in durdurulması masa başında olmuyorsa sahada ve silahla yapılması tarihin kırılma anı olarak karşımıza çıkabilecektir. İki devletli çözümden başka yol kalmamıştır. Başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bağımsız Filistin devleti kabul edilmeli, BM’ye de tam üye yapılmalıdır. Soykırımcılar hesap verecektir. Gazzeli bebeklerin, kadınların hakkını hukukunu korumak insanlık görevidir. 

Terörsüz Türkiye, milli ve tarihi bir hedeftir. Can alıcı noktası iç barış ve huzur ortamının sağlanması ve sağlıklı esaslara bağlanmasıdır. Türk ve Türkiye Yüzyılı, barış, huzur ve kardeşlik yüzyılıdır. Milletimiz Terörsüz Türkiye adımlarının arkasındadır. Kazanan Türk milleti olacaktır. Menfi çevrelerin uydurmalarıyla bezenmiş ithamlarına itibar edecek kimse yoktur. Terörsüz Türkiye hedefini kolektif bakış açısıyla hedef alıyor, yeni bir dirilişki momenti olacağına inanıyoruz. Önyargı düğümlerini çözmek istiyoruz. Kapanmış diyaloglara canlılık kazandırma arzusundayız. Kim Terörsüz Türkiye’den rahasızsa bir acziyet içindedir.  

Hedef büyüktür. Taviz ve teslimiyet yoktur. Anlaşmazlıkları önce çoğaltıp sonra körükleyen, fitne yayan iç ve dış hıyanet şebekesinin çarkı kırılacaktır.

Türk ile Kürt arasına saçılmak istenen nifak tohumlarının çürütülmesi, ayrımcılık bariyerlerinin yıkılıp atılması, ‘Terörsüz Türkiye’nin asıl amacıdır. 

Kürt kardeşlerimizin terörle uzaktan yakından bağ ve bağlantısı yoktur. Farklı sebeplerle aldanıp kandırılan, suça karışmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalıdır. Silah versa siyaset yoktur. Siyaset yapılacaksa silahların tamamı yakılmalıdır. 

Terörsüz Türkiye sürecinin yeni bir diriliş momenti olacağına inanıyoruz. Ön yargıların düğümlerini çözmek istiyoruz. Milletimiz terörsüz Türkiye’nin arkasındadır. 

Türkiye kutlu doğum arifesindedir. Rahatsız olan varsa bir karanlık içindedir. 

Bu doğumun sancıları olabilir, yanlış anlamalar olabilir, bazen sinirler de gerilebilir. Hatta temaslar zayıflayarak mesafeler açılabilir. Sabır, sebat ve soğukkanlılıkla, vatan ve millet sevgisinde buluşmamız, aydınlık geleceğe yürüme kararlılığımız her sorunla başa çıkmaya kafidir. Yeter ki samimiyet ve dürüstlük rotasından ayrılmayalım. Dağılmamızı ve bölünmemizi kurgulayan koalisyona kardeşçe göğüs gerelim.

Komisyon faal haldedir, toplumun her kesimi ile istişarelerini sürdürmektedir. 13 toplantı yapılmıştır. İhtiyaç duyulan siyasi ve hukuki düzenlemelerin yapılabilmesi için geniş ve gerçekçi mutabakat ve müzakere zemini oluşmalı. 

Suça karışmamış silahlı eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesine kavuşmalı. Siyaset yapılacaksa silahların tamamı yakılmalı.

PKK’nın kurucu önderliği SDG ve YPG’ye direk aynı mahiyette çağrıda bulunarak  10 Mart mutabakatına uyulmasını istemeli. 

Gerekirse komisyonda görev yapan milletvekillerinden bir grup İmralı’ya giderek yüz yüze görüşme sağlamalı. Mesajlar ilk ağızdan alınmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalı. Bunda çekinecek bir husus görmüyorum

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu