Narin Güran cinayeti davasında 15 kişi hakkında verilen hüküm bozuldu

Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi, Narin Güran cinayetiyle bağlantılı olarak “suçluyu kayırma” suçundan yargılanan sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerini bozdu.
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi, Narin Güran cinayeti davasında 15 sanık hakkında verilen hapis cezasını hukuka aykırı buldu.
Diyarbakır Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos 2024’te kaybolduktan sonra arama çalışmalarının 19’uncu gününde dere yatağında çuvalda, üzeri 30, 25 ve 20 kilo ağırlığındaki 3 taşla kapatılıp, çalılıklarla gizlenmiş halde cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın ölümüne ilişkin 4 kişi hakkında Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Aracında Narin’e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında ‘İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
28 Aralık 2024’te görülen davanın 2’nci duruşmasında Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran’a ‘İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyar’a ise ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklu Birsen Güran, Fuat Güran, Maşallah Güran, Salim Güran’ın işçisi Mehmet Selim Atasoy, Mehmet Şevket Kaya ve Muhammed Kaya ile tutuksuz şüpheliler Şeyma Kaya, Hediye Güran, İbrahim Halil Güran, Barış Güran, Kurtuluş Güran ve Ömer Faruk Güran hakkında da ‘Suçluyu kayırma’ suçundan Diyarbakır 17’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Tutuksuz suça sürüklenen çocuklar M.G. (16), İ.K. (17) ve R.A. (16) hakkında ‘Suçluyu kayırma’ suçundan hazırlanan iddianame de Diyarbakır 2’nci Çocuk Mahkemesi’nde kabul edildi. Sonraki süreçte 2 dava dosyası birleştirildi.
Talepleri değerlendiren Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi, “doğrudan suçtan zarar gören” sıfatı bulunmadığı ve kanun tarafından da “doğrudan katılma hakkı” tanınmadığını gerekçe göstererek, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneğinin (UCİM) avukatlarının istinaf başvurularının CMK’nin 279. maddesi uyarınca reddine karar verdi.
Dairenin kararında, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi’ne itiraz yolunun açık olduğu belirtildi.
Kararda, istinaf incelemesine konu 12 sanık ile suça sürüklenen çocuklar hakkında “suçluyu kayırma” suçunu işlediklerinden bahisle yürütülen yargılama ile halen Yargıtay nezdinde temyiz aşamasında olan “suçluyu kayırma” suçunun öncül suçu olan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin yargılama dosyası arasında kanundan kaynaklanan şekilde CMK’nin 8/2 maddesi uyarınca bağlantı bulunduğu aktarıldı.
Kararda, şu ifadelere yer verildi:
“Öncül suça ilişkin yargılama sonucunun ‘suçluyu kayırma’ suçundan yapılan yargılamaya mutlak etki etmesi karşısında, mevcut yargılama dosyası ile halen Yargıtay nezdinde temyiz aşamasında olan maktul Narin Güran’ın öldürülmesine dair öncül suça ilişkin yargılama dosyasının sonucuna göre karar verilmesi, öncül suça dair yargılama dosyası sonucunun bekletici mesele yapılması, öncül suça dair yargılama kapsamında temyiz incelemesi neticesi bozma kararı verilmesi halinde her iki evrakın yüksek görevli ilk derece mahkemesi nezdinde birleştirilmesi ve kül halinde (bir bütün olarak) toplanan delillere göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür. İstinaf nedenleri yerinde görüldüğünden, CMK’nin 280/1 ve 289/1 maddeleri uyarınca hükümler ve kararların ayrı ayrı bozulmasına oy birliğiyle karar verilmiştir.”