Hikmet Çetin: ‘Kürt devleti kurulabilir ama Türkiye bunun içinde olmayacaktır’

TBMM’de oluşturulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda konuşan 20. TBMM Başkanı Hikmet Çetin, “Türk ve Kürt Amerika’nın siyah ve beyazı gibi değil. Yani Kürt devleti kurulabilir ama Türkiye bunun içinde olmayacaktır” dedi.
TBMM’de “Terörsüz Türkiye” hedefi ile kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 7’nci kez toplandı.
Komisyonda bugün TBMM eski başkanları yer aldı. Başkanlar arasında; Hikmet Çetin, Ömer İzgi, Bülent Arınç, Köksal Toptan, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, İsmet Yılmaz, İsmail Kahraman, Binali Yıldırım ve Mustafa Şentop vardı.
Toplantı başlamadan önce komisyon üyeleri TBMM Başkanları ile tek tek selamlaştı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş toplantı öncesi yaptığı açıklamada, eski TBMM Başkanlarına katılımları için teşekkür ederek, “10 Meclis Başkanı bugün burada bizlerle beraber olacak. 3 Meclis Başkanımızı sağlık nedenleri ile davet edemedik” ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Meclis Başkanlarının dönem sırasına göre, iki ayrı oturumda dinleneceğini belirtti.
Kurtulmuş’un konuşmasının ardından toplantının canlı yayınına son verildi.
‘Türk ve Kürt Amerika’nın siyah ve beyazı gibi değil’
İlk konuşmayı yapan 20. TBMM Başkanı Hikmet Çetin, sözlerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye sürece verdiği destek nedeniyle teşekkür ederek başladı.
Hikmet Çetin, konuşmasında şunları söyledi:
“Bir anlamda 39 yıldır devam eden bir anlamda belki de bir asırdır devam eden bir sorun bu. Dağdan çok insan geldi veya gelecek. Bunlar içinde eğer bizim bilgilerimize göre bir eylemi olmamışsa eğer bunları hemen affetmek lazım. İkinci konu; dağdan gelenler ne olacak? Silahlı mücadeleye katılmış, uzun yıllar silah kullanmış, pekçok insanı öldürmüş olanları bu aşamada affetmek çok zor. Toplum arasında dolaşamazlar. Bence dağdaki belki de 15-20 kişiyi şu aşamada yurtdışına göndermek lazım. Bu İsveç veya Danimarka olabilir, Güney Afrika olabilir. Zaman içinde normale dönerse affedilebilir.
Bana bazen ‘Kürt devleti kurulacak mı’ diye sorarlar. Avrupa Parlamentosu’nun komünist ve sosyalist grubu beni davet etti ve ben gittim. Ellerinde çok bilgi vardı. Ben konuşmama şöyle başladım; ‘bu bilgiler yeterli değil’. Türk ve Kürt Amerika’nın siyah ve beyazı gibi değil. Din aynı, mezhep aynı. Ben şimdiye kadar ‘Kürtle evlenmem’, ‘Türkle evlenmem’ diyen bir kişiye rastlamadım. Belki vardır ama ben bilmiyorum. Dünyanın en kalabalık Kürt şehri İstanbul’dur. Şimdiye kadar özellikle deniz kıyılarında otellerin sahibi Kürtlerdir. Terör olayı ayrı, halkın davranışı ayrı. Bunlar Antalya’ya, Mersin’e, İzmir’e, İstanbul’a gittiler hiçbirisi yurtdışına gitmedi, ülkeyi terk etmedi. Halklar arasında bir şey yok. Yani Kürt devleti kurulabilir ama Türkiye bunun içinde olmayacaktır. Kesinlikle mümkün değil, çok partili hayat bu konuyu çözmüştür.
Marjinal gruplar dünyanın her yerinde olabilir ama bunlar marjinal olarak kalırlar. Ben hiçbir zaman Kürt devlerinin Türkiye’den kurulacağına inanmadım. İstanbul’daki 3-4 milyon Kürt nereye gidecek? O yüzden ben Türkiye’nin bu telaşının gereksiz olduğuna inanıyorum.”(Gazete Pencere)