Özel’in “İBB borsası” iddiasında ilk karar: Avukat Yıldırım’a ev hapsi, savcılık ifadesi ortaya çıktı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İBB davası kapsamında savcılarla işbirliği kurarak tutuklu ailelerinden para aldığını iddia ettiği avukat Mehmet Yıldırım adliyeye sevk edildi. Mahkeme, Yıldırım hakkında ev hapsi cezası verdi.
Savcılık ifadesi akşam saatlerinde biten Yıldırım’ın “yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama”tan konutu terk etmeme şeklinde adli kontrol ile serbest bırakılması istendi. Şoförü Mehmet Mithat Turan için de “suçluyu kayırma” suçundan hem konutu terk etmeme hem de yurtdışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrol istendi. Sevk yazısında, Yıldırım ve Turan’ın üzerlerine atılı suçlamalarla ilgili tutuklama yasağı bulunduğu belirtildi.
Sulh Ceza Hakimliği de savcılığın sevk talebine uydu. Yıldırım için konutu terk etmeme şeklinde adli kontrol, Turan için de konutu terk etmeme ve yurt dışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrol kararı verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dün akşam saatlerinde yaptığı açıklamada Yıldırım’ın gözaltına alındığını doğrulamış ve şu açıklamayı yapmıştı:
“06.08.2025 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in yapmış olduğu konuşmasındaki suç oluşturduğu şüphesine ilişkin iddia hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca re’sen soruşturma başlatılmış olup yapılan inceleme sonucunda avukatlık görevini icra eden şüpheli Mehmet Yıldırım isimli şahıs Antalya ili Serik ilçesi Belen bölgesinde araçla seyir halinde iken yakalanarak ‘nüfus ticareti’ suçu isnadıyla gözaltına alınmıştır. Soruşturma işlemleri tüm yönleriyle titizlikle sürdürülmektedir.”
Gözaltına alınan avukat Mehmet Yıldırım, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yıldırım’ın savcılık ifadesinde, hakkındaki suçlamaları reddettiği ve ses kayıtlarına ilişkin “bir lira dahi konuşmadım” savunması yaptığı öğrenildi.
Özel’in çarşamba akşamı Tuzla mitinginde kamuoyuna duyurduğu “İBB Borsası” açıklamasıyla ilgili dün akşam saatlerinde “nüfuz ticareti” suçundan Antalya’da gözaltına alınıp İstanbul’a getirilen avukat Mehmet Yıldırım “yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlamak” suçundan konutu terk etmeme şeklinde adli kontrol ile serbest bırakıldı. Avukat Yıldırım’a yardım ettiği belirtilen Mehmet Mithat Turan için de “suçluyu kayırma” suçundan hem konutu terk etmeme hem de yurt dışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrol kararı verildi.
Özel, “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde “Bir savcı ve avukat çetesinin, tutuklularla görüşüp, ‘Şu ifadeyi vereceksin, şu kadar para vereceksin’ diyerek İBB Borsası kurduğunu Türkiye’ye ilan ediyorum. Avukat Mehmet Yıldırım! Ses kaydı elimde, WhatsApp kaydı elimde. Kanıtları HSK ve Barolar Birliğine vereceğiz, şikayet edeceğiz. AK Toroslar Çetesi’ni dağıtacağız.” demişti.
Açıklamadan bir gün sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bir açıklama yaparak, Özel’in açıklamasının ardından re’sen soruşturma başlatıldığını ve avukat Mehmet Yıldırım’ın Antalya’nın Serik ilçesi yakınlarında gözaltına alındığını duyurmuştu. Başsavcılık “nüfuz ticareti” suçundan başlatılan soruşturmanın titizlikle sürdürüldüğünü de açıklamıştı.
SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Mehmet Yıldırım, savcılık ifadesinde hakkındaki iddiaları reddetti, kendisine iftira atıldığını savundu. Yıldırım şunları söyledi:
“Bana iftira atılmaktadır. Benim avukat olduğum doğrudur. Ben hayatım boyunca kimseden mesleğim haricinde para almadım. Kimsenin ismini, adını kullanmadım. Bahsi geçen İBB dosyasında benim kesinlikle bir müdahilim yoktur. Bu dosyaya ilk dahil oluşum 27 Nisan 2025 tarihinde Naim Erol Özgüner’in gözaltına alınması ile başlamıştır. Bahse konu dosyada benim vekaletimin olduğu kişi Naim Erol Özgüner’dir. Kendisinin bu dosyalardan önce de avukatıydım. İBB operasyonu kapsamında kendisi alınmıştır ve tutuklanmıştır. Kendisinin suçsuz olduğuna inanıyorum. Etkin pişmanlıktan faydalanmıştır. Naim Erol Özgüner’den avukatlık ücreti olarak 2 Milyon TL + KDV aldım. Onun da faturalarını ve makbuzlarını kestim.
Cem Çelik günün birinde yanıma geldi. Hakkında yakalama kararı olduğunu duyduğunu, kendisinin de avukatı olmamı istedi. Kendisine hukuki yardımda bulunabileceğimi, ancak İBB dosyası kapsamında konumunu bilmediğimi ve eylemlerle hangi şekilde bağlantılı olduğunu anlatmasını istedim. Kendisinin Murat Gülibrahimoğlu ve Fatih Keleş’in şirketlerinin mali müşaviri olduğunu, Fatih Keleş’e devredilecek şirketlerin ve 125 milyon TL para transferini içeren dekontlarını sunabileceğini söyledi. Ben de İstanbul Adliyesi’ne gelerek ilgili dosya savcısına makamında Cem Çelik’in bana anlattıklarını vekalet ilişkisi içerisinde, hukuki çerçevede anlattım. İlgili dosya savcısı bir gün belirledi. Ben de belirlediği günde Cem Çelik’i getirdim, ilgili dekontları dosyasına sundum. Birkaç ay sonra eksik ve yanıltıcı bilgiler beyan ettiği için tutuklandı. Cem Çelik, Murat Gülibrahimoğlu’nun mali müşaviri olması hasebiyle Yağmur, Adem, Volkan, Yener isimli şahısları beyan vermek üzere getirdi. Ben bu süreçlerde ilgili dosya savcısı ile mecburen makamda görüşmek zorundaydım.
Cem Çelik’ten tüm bu hukuki işlemler için avukatlık vekalet ücreti kapsamında 150 bin ABD doları para aldım. Ayrıca Yener’den bir lira para talep etmedim, gidip görüşmüşlüğüm yoktur. Zaten cezaevine girişler kayıtlar altına alınmaktadır. Basında bahsedilen 70’ten fazla etkin pişmanlıkta bulunan kişi vardır. Ben yukarıda bahsettiğim kişiler haricinde kimseyle görüşmedim. Kimsenin avukatlığını yapmadım. Kimsenin ailesi ile görüşmedim. Para karşılığı kimseye böyle bir vaat vermedim. Benim mesleğim gereği müvekkillerimin menfaatini korumak amacıyla hakimler ve savcılarla makamlarında hukuki çerçevede müvekkillerimin hukuki durumunu görüşmem zorunludur. Meslek hayatım boyunca benim hiçbir savcı ile dışarıda görüşmem olmamıştır. Soruşturma savcılarından bir talimat almam mümkün dahi değildir” dediği öğrenildi.
Bahse konu ses kaydını Yener Torunlar’ın oğlu Doğukan’ın aldığını tahmin ediyoruz. Basında bahsedilen ses kaydı, Doğukan’la aramda geçen konuşmaya ilişkin olabilir. Doğukan’ın bunu harici bir telefonla kayıt altına aldığını düşünüyorum. Kesinlikle benim hukuk dışı bir konuşmam yoktur. Bahse konu konuşmada hatırladığım kadarıyla firarda olan Murat Gülibrahimoğlu’nun gelmesi halinde babası olan Yener Torunlar’ın tahliye olabileceğini hukuken mümkün gördüğümden bahsetmiştim. Bu şekilde tavsiye vermemin sebebi, Yener Torunlar’ın Murat Gülibrahimoğlu’nun koruma ya da idari müdürü olması sebebiyledir. Aramızda kesinlikle para konuşması geçmedi. Murat Gülibrahimoğlu hala firaridir. Benim müvekkillerim ile görüşmelerim ses kaydına alınmış olabilir. Ben kaydedilenlerin ne olduğunu bilmemekle birlikte kesinlikle arkasındayım. Bahsedilen ses kayıtlarında bir TL veya herhangi bir para, menfaat ya da aklınıza gelecek herhangi bir şey geçiyorsa an itibarıyla istifamı veririm. Benim kesinlikle müvekkil ilişkisi içerisinde usulsüz bir şekilde basında yer alan konuşmaları yapma ihtimalim yoktur. Ben böyle konuşmalar yapmadım. Kimseyi yönlendirmedim. Bana gelen kişiler yukarıda anlattığım gibidir.”
(ANKA)