Ahmet Özer’in tahliyesi sonrası Resul Emrah Şahan için de tahliye başvurusu yapıldı

İstanbul’da ‘PKK/KCK üyeliği’ iddiasıyla tutuklandıktan sonra görevinden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in tahliyesine karar verilmesinin ardından, benzer suçlamalarla tutuklu bulunan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan için de tahliye talebinde bulunuldu.
Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın avukatları Hüseyin Ersöz ve Enes Ermaner tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan başvuruda, Özer’in tahliyesine atıf yapılarak Şahan’ın tutukluluğunun hukuki ve orantılılık ilkeleri bakımından savunulamaz bir hale geldiği vurgulandı.
23 Mart 2025’te tutuklanan ve görevden alınarak yerine kayyım atanan Resul Emrah Şahan hakkında yapılan başvuruda, tutukluluk süresinin uzamasının hak ihlali oluşturduğu savunuldu. Dilekçede, özellikle CHP’nin 2024 yerel seçimlerinde uyguladığı ‘Türkiye İttifakı’ stratejisinin, Şahan’ın tutuklanması için bir gerekçe haline getirilmeye çalışıldığı ifade edildi.
CHP lideri Özgür Özel’in 20 Mart’ta Şişli Belediyesi önünde yaptığı açıklamalara da yer verilen dilekçede, farklı siyasi partilerden gelen adayların CHP listelerinde yer almasının partinin kurumsal kararı olduğu hatırlatıldı. Bu kararın kriminalize edilmesinin siyasi temsile ve demokratik sürece zarar verdiği belirtildi.
Resul Emrah Şahan’ın kolluk kuvvetleri ve savcılık ifadelerinde, yalnızca “kent uzlaşısı” gibi genel sorulara muhatap kaldığı, somut suç isnadıyla ilişkilendirilebilecek delillerin bulunmadığı savunuldu.
Avukatlar ayrıca, dört aydır tutuklu bulunan Şahan’ın, Şişli seçmeninin yüzde 70 oyuyla göreve geldiğine dikkat çekerek, seçilmiş bir belediye başkanının özgürlüğünden yoksun bırakılmasının kamu vicdanını zedelediğini ve yargının siyasallaştığına dair güçlü bir algı oluşturduğunu dile getirdi.
Başvuruda, Şahan’ın mevcut tutukluluk durumunun, Anayasa’nın 13. ve 19. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesi kapsamında güvence altına alınan kişi özgürlüğü ve güvenliği ilkelerine aykırı olduğu belirtildi. Mahkeme kararlarında “suçun ağırlığı” ve “muhtemel cezanın yüksekliği” gibi gerekçelerin, masumiyet karinesini zedelediği vurgulandı.
Ayrıca, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 108. maddesi uyarınca tutukluluk incelemelerinde şüpheli ya da müdafiinin dinlenmesi gerektiği belirtilerek, bugüne kadarki tüm incelemelerde bu hakkın ihlal edildiği ifade edildi. Şahan’ın yalnızca SEGBİS aracılığıyla ifade verdiği, avukatlarının ise bilgilendirilmediği aktarıldı.
Başvurunun mahkeme tarafından değerlendirilmesi bekleniyor.