DEM Parti milletvekili Cengiz Çandar: ‘Öcalan, CHP lideri Özgür Özel ve Sezgin Tanrıkulu ile görüşmek istiyor!’

Türkiye, İsrail-İran çatışmasının yeni bir dünya savaşına dönüşme potansiyeli taşıdığı kritik eşikte bulunurken, Ortadoğu üzerine en uzun soluklu mesailerden birine sahip olan DEM Parti Milletvekili Cengiz Çandar’dan gündemi sarsacak açıklamalar geldi.
T24‘ten Cansu Çamlıbel’e konuşan Çandar, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın CHP’nin rolünü çok önemsediğini ve bu nedenle partinin önde gelen isimleriyle görüşmek istediğini öne sürdü. Çandar’ın analizleri, Türkiye iç siyasetindeki kaotik süreçle bölgesel gelişmeler arasındaki bağlantıları da gözler önüne seriyor.
Türkiye’nin dertleriyle bitap düşmüşken, İsrail’in İran’a yönelik başlattığı ve ABD’nin de dahil olduğu savaşla kendimizi yeni bir dönemin eşiğinde bulduk. Cengiz Çandar’a göre “eski” ortam çok matah olmasa da, “yeni”nin hayırlara vesile olamayacağı aşikâr. Bu belirsiz geçitte geçmişi hatırlamanın ve bölgeyi iyi tanıyan isimlerle konuşmanın önemine vurgu yapan Çandar, DEM Parti Milletvekili kimliğiyle hem temkinli hem de cüretkar yorumlarda bulundu. Özellikle “PKK’nın kurucu önderi” olarak tanımlanan Abdullah Öcalan’ın Türkiye siyasetine bakışı, iktidar bloğunun pek hoşuna gitmeyecek nitelikte.
“Öcalan’ın asıl amacı Türkiye’de siyasi aktör olmak, CHP’yi bu yüzden önemsiyor”
Cengiz Çandar, kamuoyuna sızdırılan son notlara göre Abdullah Öcalan’ın 21 Nisan tarihli heyet görüşmesinde İsrail konusunda değerlendirmeler yaptığını hatırlattı. Öcalan’ın İsrail’in 30 yıldır Kürtlere devlet vaadinde bulunduğunu söylerken, “Şu an İsrail’in tek derdi beni ortadan kaldırmak” gibi ifadeler kullandığı belirtildi.
Çandar, Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ın kendisine “Türk devleti, ağabeyim ‘Nasıl bir adamdır, ne düşünür, niye öyle düşünür?’ diye kafa yorsaydı çok daha hayırlı bir iş yapmış olurdu” dediğini aktardı. Kendi 1993’teki yüz yüze görüşmesinden edindiği izlenimin de, Öcalan’ın esas amacının her zaman Türkiye’de bir siyasi aktör olmak olduğu yönünde olduğunu vurgulayan Çandar, bu düşüncesinin bugüne kadar değişmediğini belirtti.
Çandar’ın en çarpıcı iddialarından biri ise Öcalan’ın CHP ile ilgili beklentileri oldu. Çandar, “Öcalan’ın derdi serbest kalmak ya da ‘devlet beni sevsin’ değil. Öcalan, Türkiye’nin kurucu aktörlerinden biri olmak ve Kürt hareketinin en az iki aktöründen biri olmak istiyor. Onun derdi kuruculuk” derken, “Öcalan, Özgür Özel ve Sezgin Tanrıkulu ile görüşmek istiyor, çünkü CHP’yi çok önemsiyor” ifadelerini kullandı.
Çandar, bu görüşme talebinin ardındaki gerekçeyi “İç cephenin tahkimi CHP’siz başarılamaz, hem CHP sayısal olarak birinci partiyken hem de başına gelenlerin bir kısmı DEM seçmeni ile ittifak yüzünden gelmişken” şeklinde açıkladı. Çandar’a göre Öcalan, özellikle Kasım ayında Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın İmralı ziyaretinde CHP’nin çözüm sürecinde aktif rol alması gerektiğini ısrarla dile getirmiş, hatta Sırrı Süreyya Önder’in İmralı’dan döner dönmez Özgür Özel’i arayarak Öcalan’ın sözlerini aktardığını ifade etti.
PKK’nın Türk sol hareketinin içinden çıktığını ve Öcalan’ın ilk silah eğitimini Filistin hareketi içinde gördüğünü belirten Çandar, Öcalan’ın İsrail’e mesafeli duruşunun arkasında bu ideolojik arka planın bulunduğunu savundu.
ABD’nin İran’a saldırısını “19. yüzyıl sömürgeciliğinin, 20. yüzyıl emperyalizminin bir bölgeye yönelik 21. yüzyıldaki tezahürü” olarak niteleyen Cengiz Çandar, Ortadoğu’da İsrail’in taraf olduğu her savaşın yeni bir çağın başlangıcını işaret ettiğini vurguladı. Çandar’a göre, bu saldırıyla birlikte “İran’ın 1979’dan bu yana dünya sisteminde tahkim ettiği yerinin iptal edildiği” bir döneme girildi. Bu savaşın sonuçlarına dünya ölçeğinde bakıldığında Rusya’nın denklem dışına itilmesi ve Çin’in de belli ölçülerde sıkıntıya girmesinin beklenebileceği öngörüsünde bulundu.
Çandar, “Yaklaşık son yarım yüzyılın İran’ı artık yok” diyerek, şu anda “İran’da rejim değişikliği olacak mı, olmayacak mı?” tartışmasına gelindiğini ifade etti.
Türkiye’de geniş yankı uyandıran Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) tartışmalarına da değinen Çandar, “BOP diye bir şey yok ve hiç olmadı” dedi. 2004’teki G-8 zirvesinde alınan “Geniş Orta Doğu Girişimi” kararlarının Türkiye’de komplo teorileriyle çarpıtıldığını belirtti. Çandar, Trump yönetiminde ise ABD’nin İslam dünyasına demokrasi ihracı çabasının olmadığını, Trump’ın İsrail’in hegemon olduğu, ticaret ve yatırım alanı bir Ortadoğu görmek istediğini dile getirdi.
Devlet Bahçeli’nin “İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye’dir” söylemlerine Cengiz Çandar’dan net bir yanıt geldi: “Böyle bir denklem yok.” Çandar, NATO üyesi Türkiye’ye, İsrail’in saldırmasının söz konusu olamayacağını savundu. Türkiye’nin İsrail’e karşı hiçbir zaman İran, Hamas veya Hizbullah gibi düşmanca bir tavır almadığını belirten Çandar, 7 Ekim saldırısından kısa süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Netanyahu’yu kabul etmesini ve Türkiye ziyaretini müjdelemesini örnek gösterdi.
Öte yandan Çandar, iktidarın son dönemdeki “iç cephenin güçlendirilmesi” söylemini de eleştirdi. CHP’nin belediye başkanlarına yönelik operasyonları ve “19 Mart” olarak adlandırılan süreçle ilgili olarak, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en uzun silahlı isyanının sona ereceği ve iç cephenin tahkim edileceği bu süreç CHP’siz başarılamaz” dedi. Çandar, “Kürt sorunu, demokratikleşmeden çözülebilecek bir şey değil. Şu anda konuştuğumuz konu da demokratikleşmeme. Böyle bir ortam elbette ki çözüm sürecine, her şeye de izdüşümünü bırakır” ifadelerini kullandı.
İsrail-İran savaşıyla birlikte savaş teknolojilerindeki değişime dikkat çeken Çandar, bu savaşın yapay zeka çağının ve dijital savaşın geldiği noktayı gösterdiğini söyledi. Türkiye’nin ise bu alanda geride kaldığını savunan Çandar, “Bu iktidar Türkiye’yi dijital çağın savaş teknolojisinden mahrum ve savunmasız bir halde bırakmıştır” dedi. F-35 uçaklarının kaybı ve S-400’lerin atıl kalması gibi konulara değinen Çandar, İsrail’in Demir Kubbe’sinin bile İran füzelerini durduramadığına işaret ederek, “Yerli ve milli hava savunma sistemlerimizin İran’la İsrail arasındakine benzer bir savaşta Türkiye’yi koruyabileceğinden hiç emin değilim” yorumunda bulundu. Çandar, Türkiye’nin güçlü bir silah teknolojisine ve hava savunma sistemlerine sahip olmasının artık kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Cengiz Çandar, söyleşinin sonunda Abdullah Öcalan’ın kendisiyle ve Hasan Cemal ile görüşmek istediği dedikodularını da doğrulayarak, “Benimle görüşmek istiyor olması hoşuma gitti, itiraf edeyim. Bugüne getirdiğim tecrübe ve birikimin işlevsel olma ihtimali olduğu için hoşuma gitti” ifadelerini kullandı.