
Tahran’ın güneyinde, bir dağın içine gizlenmiş zenginleştirme tesisi, İran’ın nükleer hedefleri açısından hayati öneme sahip. Aynı zamanda, İsrail’in İran’daki nükleer altyapıyı ortadan kaldırma girişimlerinin de merkezinde.
ABD Başkanı Donald Trump 22 Haziran’da Amerikan uçaklarının İran’da Fordo dahil üç nükleer tesisi vurduğunu açıkladı.
Trump daha sonra “Fordo yok oldu” diyen bir mesajı hesabından paylaştı.
Tesiste ne büyüklükte bir hasar olduğu henüz bilinmiyor.
Fordo Zenginleştirme Tesisi nedir?
Tesis, başkent Tahran’ın yaklaşık 96 km güneyinde, Kum kentine yakın dağlık bir bölgede yer alıyor.
Fordo’daki kompleks, aslında İran’ın seçkin Devrim Muhafızları Ordusu tarafından kullanılan bir dizi tünelden oluşuyordu. Ancak İran, Batılı istihbarat servislerinin tesisi ortaya çıkarmasının ardından 2009 yılında bu zenginleştirme tesisinin varlığını kabul etti.
Yer altındaki tesisin, uranyum zenginleştirmede kullanılan santrifüjlerin yer aldığı iki ana tünel ile bir dizi daha küçük tünelden oluştuğu düşünülüyor.
Fordo yok edilemez mi?
Fordo tesisi, yeraltındaki derinliği nedeniyle İsrail ordusu eşsiz zorlukta bir hedef.
Bu tesiste anlamlı bir hasar yaratmak için yüzeyin çok altına nüfuz edebilecek özel bir “sığınak delici” mühimmat gerekiyor.
İsrail’in de böyle silahlara sahip olduğu düşünülüyor; ancak bu mühimmatlar yalnızca 10 metre derinliğe kadar etkili olabiliyor.
Oysa ABD’nin envanterinde Fordo’yu vurabilecek güçte bir bomba mevcut: 13.000 kg ağırlığındaki GBU-57 “Massive Ordnance Penetrator” (MOP).
Savunma istihbarat şirketi Janes’e göre MOP, ağır gövdesi ve büyük kütlesi sayesinde patlamadan önce yaklaşık 18 metre beton veya 61 metre toprak derinliğine nüfuz edebiliyor.
Ancak analistlere göre, Fordo’daki tünellerin yüzeyin 80-90 metre altında olması nedeniyle, MOP ile yapılacak bir saldırının bile tesisi tamamen yok etme garantisi yok.
Fordo’ya kıyasla çok daha sığ olan diğer yeraltı tesisi Natanz’ın, yaklaşık 20 metre derinlikte olduğu tahmin ediliyor.
İsrail bu tesisi daha önce hedef almıştı ve uzmanlar Natanz’ın şu anda “ya ciddi şekilde hasar görmüş ya da neredeyse tamamen yok edilmiş” durumda olduğunu düşünüyor.
BBC’nin doğrulama servisi BBC Verify’a konuşan İrlanda Ordusu’ndan emekli Koramiral Mark Mellett, bu tür “sığınak delici” bombaların Fordo gibi bir tesisi yok edip edemeyeceğinin, tünellerin ne ölçüde güçlendirilmiş olduğuna bağlı bulunduğunu belirtiyor.
“[İran] bu tür mühimmatın özelliklerini biliyordur. Hangi tür mühimmata karşı dayanıklı olmaları gerektiğini de… Asıl soru şu: [Fordo tesisleri] bu tür mühimmatın erişemeyeceği bir noktada mı?”
ABD Fordo’yu vurabilir mi?
ABD’nin Fordo’yu vurmayı planladığına dair bir işaretin, MOP bombalarını taşıyabilen B-2 hayalet bombardıman uçaklarını, İran’a 3 bin 700 km mesafede yer alan Diego Garcia üssüne konuşlandırması olabileceği yorumları yapılıyordu.
B-2, 6,2 metre uzunluğundaki bu bombaları taşıyabilen tek bombardıman uçağı.
Nisan ayı başında Diego Garcia’da altı adet B-2 uçağı görüntülendi. Ancak bu uçakların hâlâ orada olup olmadığı, daha sonraki uydu görüntülerinde net şekilde görülmedi.
İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin (RAF) eski operasyon başkan yardımcısı Greg Bagwell, ABD’nin B-2 uçaklarını Diego Garcia’dan havalandırmasının, ABD topraklarından göndermeye kıyasla çok daha verimli olduğunu söylüyor.
Ancak ekliyor: “Burada uzun süreli bir operasyondan bahsetmiyoruz. Bu özel mühimmatlardan sadece bir ya da ikisiyle hedeflenen tünellerde istenen gedik açılabilir.”
Amerikalı bir yetkili tesislerin bombalanmasında B-2 uçaklarının kullanıldığını söyledi.
Gün içinde Amerikan medyası, bu uçakların Pasifik Okyanusu’ndaki Guam adasında bulunan ABD üssüne gönderildiğini bildirmişti.
ABD’nin saldırısında hangi teknolojilerin kullanıldığı resmi olarak açıklanmadı.
Ayrıca, son günlerde ABD’den Avrupa’ya 30 adet askeri uçak taşındı.
Bunların çoğu, savaş uçaklarını ve bombardıman uçaklarını havada yakıt ikmaliyle destekleyen KC-135 tipi tanker uçaklardan oluşuyor.
Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü’nün kıdemli analisti Justin Bronk, bu sevkiyatların, ABD’nin “önümüzdeki haftalarda bölgede yoğun muharebe operasyonlarını destekleyebilecek bir hazırlık yaptığının” oldukça açık bir işareti olduğunu söylüyor.
Trump, 18 Haziran’da ABD’nin İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına katılıp katılmayacağına dair kararını henüz vermediğini belirtti.
Ancak Tahran’a yönelik sabrının “çoktan tükendiğini” söyledi.
Trump, “Yapabilirim de yapmayabilirim de. Yani ne yapacağımı kimse bilmiyor” dedi.