Kılıçdaroğlu: Kürt sorununu çözeceğiz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır ziyaretinin son gününde ‘Türkiye’de Muhalefet ve CHP’nin Tutumu’ toplantısında konuştu.
Tartışılan “Kürdistan lafından rahatsız oluyorum” sözlerine açıklık getiren Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun olduğunu ve kendilerinin bu sorunu çözeceğini söyledi.
Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezince (DİTAM) bir otelde, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla “Tigris Diyalogları Türkiye’de Muhalefet ve CHP’nin Tutumu Toplantısı” düzenlendi.
DİTAM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Vural, toplantının açılışında, Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyaretini memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.
Türkiye’de kutuplaşmaya son verilmesi gerektiğini dile getiren Vural, Kılıçdaroğlu’nun özellikle birkaç aydır yüzleşme konusunu Türkiye’nin gündemine soktuğunu kaydetti.
“Türkiye’nin gerçekten yüzleşmeye ihtiyacı var”
Vural, “Çok iyi etti, Türkiye’nin gerçekten yüzleşmeye ihtiyacı var. Özellikle geçmişiyle yüzleşmesi lazım. Burada bir art niyet de taşımadan tarafların hoşgörü içerisinde bu helalleşmeyi yapması lazım. Genel Başkan’ın Türkiye’ye demokrasi gelecekse bunun yolu Diyarbakır’dan geçer söyleminin artık vücut bulması lazım.” diye konuştu.
Mehmet Vural, sınır ötesi operasyonlara ilişkin, “Özellikle bu güneye ve Rojava’ya (Suriye’nin kuzeyi) yapılan askeri baskınların, askeri operasyonların artık son bulması gerekir diye düşünüyoruz çünkü bunlar artık normal bir terör operasyonu falan değil, bu artık biraz da bir halkı ezme operasyonudur” dedi.
Çok tartışılan ‘Kürdistan’ çıkışına dair gelen eleştirileri de cevaplandıran ana muhalefet lideri sözlerine şöyle açıklık getirdi: “‘Kürdistan’ lafı dolayısıyla da söylediniz. Bir bölgesel tanım olarak hatırlamıyorum da zaten sorunun boyutunu da hatırlamıyorum. Kürdistan lafını bir bölgesel ayrımcılık olarak tanımladığımız için bunu kabul etmediğimizi söyledim ama Irak anayasasında Irak’ta Kürdistan Bölgesel Yönetimi var zaten. Biz buna itiraz edemeyiz. Anayasa, Irak devletinin kendi anayasası. Bir buraya heyet de gönderdik niye karşı çıkalım? Kaldı ki bizim akrabalıklarımız var. Sadece Kürtlerle değil diğer halklarla da akrabalık ilişkilerimiz var. En ufak bir endişem yok. Altı liderin üzerinde anlaştığı temel konulardan birisi de bölgesel barışı sağlamaktır.”
‘Özür dilememiz lazım’
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
“Siyaset elbette ki var olan sorunları çözecektir. Helalleşme dediğim zaman ‘Adam bu kadar devleti soydu gel helalleşelim diyorsun. Nasıl helalleşeceğim’ diyenler oldu. Helalleşme, gücü elinde tutanın yaptığı haksızlıkları kabullenip onunla helalleşmek demektir. Roboski’de gençler öldürülürken bir hata var. O zaman bizim bu hatayla yüzleşmemiz varsa telafi etmemiz lazım. En azından ailelerinden özür dilememiz lazım. Toplumun kucaklaşmaya ihtiyacı var. Eğer ülkeye huzuru, barışı getireceksek kucaklaşmaya ihtiyacımız var. Hatalarımızı görmemiz lazım, yüzleşmemiz lazım. Varsa çıkıp özür dilememiz lazım. Diyarbakır hapishanelerinde işkence gören beş kişiyle görüştüm. Anlatırken gözyaşlarını tutamadılar. Siz bunlarla nasıl helalleşeceksiniz? Yaptığınız hatayı görüyorsunuz o zaman oturup yüzleşeceksiniz. Bunu yapmazsanız toplumsal barışı sağlayamazsınız. Diyarbakır hapishanesi yapacaksanız müze yapın. Oralarda işkenceler yapıldığını görsünler.
‘Kara bir leke’
Eğer siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıysa siyasi partilerin kapatılmaması lazım. Anayasa Mahkemesi’ne Yargıtay’da bir tek kararın altına imza atmayan kişinin Yargıtay’dan AYM’ye atanması kara bir lekedir. Lekeye sahip çıkanlar var bu ülkede. Buna en sert tepkiyi biz gösteriyoruz. Söylemeye de devam edeceğiz. Anayasa Mahkemesi birilerinin babalarının çiftliği değildir.
‘Seçimle gider’
Seçimle gelen seçimle gider. Seçimleri millet iradesi tecelli etsin diye yapıyoruz. Belediye başkanını görevden alıyorsunuz, yerine kayyum atıyorsunuz. Sonra demokrasiden söz ediyorlar. Buna da karşıyız. Kayyum ilkesine karşıyız.
‘Belediye başkanları görevden alınamaz’
Ne demek OHAL? Düşüncelerini ifade etti yüzlerce barış akademisyeni kapının önüne konuldu. Barış akademisyenleri ne yaptı ellerine silah alıp bu adamlar dağa mı çıktı? Hiç kimse düşüncelerinden ötürü atılamaz. Belediye başkanları görevden alınamaz. Olağanüstü bir olay oldu Meclis’i toplarsın karar alınacaksa Meclis’ten alınır. Neden yetkiyi bir kişiye veriyorsunuz?
Seçim barajı yüzde 10. 12 Eylül darbe ürünü bu. Adil bir oranı değil. Dünyanın hiçbir yerinde uygulanmıyor. Yüzde 3 olsun dedik. Yüzde 3 oy olan bir partinin milletvekilinin parlamentoda olması demokrasiyi güçlendirir.
‘AİHM kararları uygulanacak’
AİHM kararları kesinlikle uygulanacak. Uygulamayanlar hakkında ne gerekiyorsa yapılacak. İnsan Hakları ve Eşitlik Komisyonu kurmaya karar verdik. Eşitliğin olmadığı yerde insan hakları mı olur? Bu konuda da Paris ilkeleri göz edilerek kararlar aldık.
Siyasi partilere yapılacak yardımlar konusunda yüzde 1 oy olan partilere de yardım yapılma konusu benimsendi.
‘Erdoğan’ın oligarkları’
Beşli çete var ama söz verdim. Beşli çetenin sadece Türkiye’deki elde ettiği haksız kazançları değil kaçırıp Londra’ya götürdüğü paraları da Türkiye’ye getireceğiz. Kim kul hakkı yediyse hesabını sormak zorundayım. Bunlar Erdoğan’ın oligarkları. İktidar partisini de finansal olarak destekleyen temel grup bu grup.”
Bu derin sorunu hep beraber yaşadıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Demokrasi hepimizin ortak alanı oluyor”
Anayasa değişiklikleri konusunda en samimi ve tutarlı davrananın CHP olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, anayasa değişiklikleri olduğu zaman ısrarla bunun yanlış olduğunu, bu sürecin Türkiye’yi farklı bir yere taşıyacağını defalarca söylediklerini ifade etti.
“Ama hayır, ama yetmez biz buna destek veriyoruz, eee destek verdiğiniz Türkiye’yi şu noktaya getirdi. Hesaplaşacaksak hep beraber hesaplaşmamız lazım. Demokrasi sadece benim için geçerli değil ki hepimiz için geçerli. Ekmeği olmayanlar, serveti olanlar demokrasiye muhtaçtır. O zaman demokrasi yediden yetmişe hepimizin ortak alanı oluyor.” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, ortak alanın ise güçlendirilmiş parlamenter sistemin temelinde demokrasiyi yeniden inşa etmek olduğunu kaydetti.
“Bizim bu hata ile yüzleşmemiz lazım”
Seçim barajını yüzde 3’e düşüreceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, AİHM kararlarının kesinlikle uygulanacağını, uygulamayanlar hakkında ne gerekiyorsa yapılacağını dile getirdi. Yüzleşme ve helalleşmenin siyasetteki var olan sorunları çözeceğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Roboski’de gençler öldürülürken tamam bunları geri getiremeyeceğiz ama burada bir hata var. O zaman bizim bu hata ile yüzleşmemiz lazım. Varsa telafi etmemiz lazım. En azından ailelerinden özür dilememiz lazım. Zaten yapacak başka bir şey yok.” diye konuştu.
“İşkence gören 5 kişiyle görüştüm”
Toplumun kucaklaşmaya ihtiyacı olduğunu, hataların görülmesi ve hatalarla yüzleşilmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Diyarbakır hapishanelerinde işkence gören 5 kişiyle görüştüğünü, onların gözyaşları içerisinde yaşadıklarını anlattıklarını söyledi.
“İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannameleri”nin olduğunu, bir yüzyılın hesabını yapmaları gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, acısıyla, tatlısıyla bir yüzyılı bitirdiklerini, ikinci yüzyıla başladıklarını ancak ikinci yüzyıla başlarken geçen yüzyılın ayrıntılarını bir şekilde belleklerinin bir tarafında tutup aynı acıların yaşanmaması için ikinci yüzyıla daha güçlü bir şekilde başlamaları gerektiğini anlattı.
Kılıçdaroğlu, “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesine Kürt sorununu çözeceğiz diye bir madde de koyduk. Evet var olan bir sorun var, biz bu sorunu çözeceğiz. Tabii bazıları böyle bir sorun yok diyor. Olmayabilir de onlara göre. Niye böyle bir sorun yok diyerek kısır bir tartışmanın için girmenin de mantığı yok. Böyle bir sorun var mı? Evet, sorunu yaşayan kim? Sorunu yaşayan evet böyle bir sorun var diyorsa hiç o sorunu yaşamayan birisi bunu anlayamaz zaten. Sizin bir sorun olup olmadığını bilmeniz için sorunu yaşayan kişiyi dinlemeniz lazım” ifadelerini kullandı.
“Suriye’yle de Irak’la da İran’la da herkesle barışacağız”
Herkesin eşit ve özgür olması gerektiğini güçlendirilmiş parlamenter sistem deklarasyonunda açıkladıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, herkesin bu ülkede eşit haklara sahip vatandaşlar olarak yaşaması gerektiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Sadece bölgedeki Kürtlerle değil bölgedeki Araplarla da Ezidilerle de diğer halklarla da bizim akrabalık ilişkilerimiz var. Dostluk ilişkilerimiz, tarihsel bağlarımız var. Dolayısıyla şunu da rahatlıkla söyleyebilirim en ufak bir endişem yok. 6 liderin üzerinde uzlaştığı temel konulardan birisi de bölgesel barışı sağlamaktır. Yani biz Suriye’yle de Irak’la da İran’la da herkesle barışacağız. Kavganın ne bize ne bu ülkelere hiçbir faydası yoktur. Emperyal güçlerin talepleri doğrultusunda bir dış politika sürdürmeyeceğiz. Hiçbir emperyal güç ateşi kendi eliyle tutmaz. Onun için maşa kullanır. Maşanın kim olduğunu üç aşağı beş yukarı hepiniz biliyorsunuz. Dolayısıyla biz emperyal güçlerin maşası olmayacağız, ülkemizin çıkarlarını savunacağız ve bu bölgede bütün halklarla barış içinde olacağız. Türkiye bu bölgenin en güçlü ülkesi. Ekonomik de kültürel de sosyal açıdan da en güçlü ülkesi. Dolayısıyla bu gücümüzü barış için kullanmalıyız. Beraber kullanmalıyız, beraber büyümeliyiz, ekonomik büyümemizi birlikte yapmalıyız. Doğu Akdeniz gazının da Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmesi için güzel projelerimiz var.”
Kılıçdaroğlu, daha sonra Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı’nı ziyaret etti.