Kamuran Haco yeni Suriye ve Kürt sorununu yorumluyor
Suriye rejiminin devrilmesi ve rejimin liderinin Suriye’den ayrılmasının ardından Suriye ve Batı Kürdistan’da yeni bir dönem başladı. Yeni bir Suriye inşa ediliyor. Kuzey24 yeni Suriye ve Kürdistan gündemine ilişkin ENKS Dış İlişkiler Sorumlusu Kamuran Haco ile görüştü ve kendisine bazı sorular sordu.
ENKS’nin yeni Suriye’deki rolü nedir? Batı Kürdistan projeniz Esad’ın devrilmesinden sonra ne olacak?
Bu yeni durumda ENKS’nin iki rolü var. Biri genel olarak Suriye düzeyinde, diğeri ise Batı Kürdistan düzeyinde. Her iki rol de birbirini tamamlıyor.
Suriye düzeyinde genel amaç, yeni Suriye’de Kürt ulusunun meşru haklarını tesis etmektir. Suriye rejiminin devrilmesinin ardından yeni bir durum ortaya çıktı, bilindiği üzere ENKS, Suriye rejim karşıtlarının siyasi r müzakere kurulunda yer aldığı gibi, Suriye Koalisyonu’nun da bir parçasıydı ve onlar aracılığıyla yeni Anayasa komisyonuna dahil olmuştu. Yeni Anayasa Yazı Komitesi ve 2015 yılında kabul edilen 2254 sayılı BM kararına göre siyasi çözüm sürecini düzenliyor.
Ama şimdi ve bu yeni durumda bu kararın ne olacağı belli değil. Bu, ENKS de dahil olmak üzere genel olarak o pozisyonu etkileyecek. Neyse, içeriğindeki bazı değişikliklerden sonra bu kararın bir rolü olursa iyi olur. Aksi takdirde ENKS’nin tek başına hareket ederek kendisini ve Kürt sorununu siyasi haritaya yerleştirmesi gerekir.
Bu yeni aşamada PYD ile işbirliği var mı?
Fransızlar ve Amerikalılar işbirliği yaparak diyaloğu yeniden canlandırmaya yönelik olumlu bir hamle içindedir. Biz de Kürt milletinin çıkarları ve geleceği adına bu hamleyi olumlu buluyoruz ve biz bunun içinde hazırız.
Ama PYD ve SDG’nin PKK’dan uzak olduklarını beyan etmeleri çok önemli. Bu da Türkiye’nin Batı Kürdistan’a askeri operasyon yapmasını engelleme konusunda Amerika ve Fransa’nın işini kolaylaştırıyor. Bu güçlerin yavaş yavaş Rojava Kürdistan Kürtlerinin çıkarları çerçevesinde hareket etmesi ve onları yanlış kararların mağduru haline getirmemesi gerekiyor.
Bu yeni aşamada sizin PYD ileilgili bir işbirliğiniz var mı?
Suriye’de Kürt sorununu sürdürebilmesi için çok önemli ve olması gerekli bir konudur. Zor olduğunu biliyoruz ama olmasının gerektiğine inanıyoruz.
Yıllardır Kürdistan’ın batısında PKK, Türkiye çatışmaları bağlamında siyaset yapıyor ancak bunu durdurmanın zamanı geldi. Onların HTŞ örnek alması lazım. Birkaç yıl önce onlardan El Nusra’ya mesafe koymaları istenmişti. İsimlerini de değiştirerek El Nusra ile hiçbir bağlantılarının olmadığını açıkladılar. Bugün bile bu karardan nasıl yararlandıklarını görüyoruz. Bu karar aynı zamanda nüfuz sahibi ülkelerle gizli ilişkilerinin de sebebiydi ve şimdi onları da terör listesinden çıkarmayı düşünüyorlar.
Uluslararası ve yerel güçlerin bu alanda samimi çabaları var. Kürdistan’ın(IKBY) bu konudaki rolü hem önemli hem de gözle görünür olumlu bir yanı olacaktır. Kürdistan yıllardır Rojava Kürdistan’a her alanda yardım ediyor.
Yeni Suriye ve Batı Kürdistan meselesinde İsrail’in tutumu ne olacak?
İsrail güçlü ve önemli bir devlet ve Suriye’nin komşusu olduğundan Suriye’nin geleceğinde rol oynaması bekleniyor. Her şeyden önce çıkarlarını ön planda tutacak. Ve şüphesiz federal bir devlet onun çıkarına olacaktır. Ayrıca Suriye’nin aşırı güçler tarafından yönetilmesini de istemeyecektir.
İsrail’den Kürtleri ve Dürzileri destekleyeceğine dair birçok açıklama geldi. Ancak Kürtler Suriye toplumunun bir parçası ve bu toplum İsrail’i düşman olarak görüyor, dolayısıyla Kürtlerin bu hassas durumu dikkate alması ve farkında olması gerekiyor. Aksi takdirde zararlı olabilir. Onlar ne yapıyorlarsa kendi amaçları ve çıkarları doğrultusunda yapıyorlar. Bu amaçları Kürtlerin çıkarlarına hizmet eder mi etmez mi ayrı konu.
Esad’ın Suriye’den ayrılmasından sonra Amerika’yla herhangi bir temasınız oldu mu? AB ve Amerika Batı Kürdistan’a yönelik nasıl bir politika izleyecek? Politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet ilişkiler kuruldu ve devam ediyor. ABD ve Avrupa Birliği’nin politikası temelde terörle mücadele üzerine kuruluydu, Esad rejiminin devrilmesinden sonra değişeceği mümkün olabilir. Öte yandan ABD ve Avrupa’nın açıklamalarında Suriye’de, Suriye ulusunun mensuplarının meşru haklarının tanındığı sivil ve çok taraflı bir otoriteye vurgu yapılması da mümkün. Dediğimiz gibi PYD yönetiminden PKK ile arasına mesafe koymasını istiyorlar ki Türkiye’yi operasyon yapmamaya ikna etsinler.
Ancak Trump yönetiminin Rojava Kürdistan Bölgesi için ne yapacağı net değil. Askeri güçlerini geri mi çekecek? Sıklıkla yapılan şey. Aslında bu sorunun cevabını kimse bilmiyor ve eğer böyle bir şey olursa Batı Kürdistan Bölgesi çok büyük bir tehditle karşı karşıya kalacak ve çok kötü bir gelecek bizi bekliyor olacak. Ancak şu ana kadar Biden yönetiminin açıklamaları olumludur ve iyi destek veriyor.
Esad rejiminin yıkılmasından önce önce Rusya’nın Suriye’deki rolü oldukça etkiliydi. Şimdi Rusya’nın rolü nasıl olabilir?ve yeni süreçte ağırlık sahibi olabilecek mi?
Meydana gelen olaylar Rusya’dan habersiz gelişmedi. Fakat görülüyor ki gelişen olaylarda Rusya’nın fazla bir rolü olmadığı görülüyor ve olaylar kontrolden çıkıyor. Bunun Rusya açısından bir başarısızlık olduğu açık. Acaba bunun Ukrayna savaşı meselesiyle bir ilgisi var mı?
Her halükarda Rusya bu durumdan en az hasarla çıkmaya çalışacaktır. Özellikle önemli üsleri Suriye’nin batısındadır. Trump’ın göreve gelmesiyle Rusya’daki durumun daha iyi netleşeceğini, piyasada Suriye ve Ukrayna dosyalarının etkilenebileceğini düşünüyorum.
Kısacası Rusya’nın nüfuzu büyük ölçüde zayıfladı ama bir kez olsun başarısızlığa uğramadı. Öte yandan Suriye’nin genel durumunu ve nereye gideceğini değerlendirmek için henüz çok erken olduğunu ve çatışmaların devam edeceğini ve Rusya’nın bu çatışmalardan yararlanmaya çalışacağını düşünüyorum.
Türkiye’nin Suriye ve Batı Kürdistan politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bugün Türkiye, hem jeopolitik durumu hem de Suriye krizinin başlangıcından bu yana Suriye milletine ve çatışmaya yardım etmesi nedeniyle Suriye’nin geleceğinde rol oynayacak en önemli devlettir.
PYD yönetimine karşı politikası PKK’ya karşı politikası çerçevesindeydi. Maalesef PYD de bu konuda yardımcı oldu.
ENKS, Suriye’nin siyasi rekabetinin bir parçasıydı ve bu bağlamda Türkiye ile ilişkileri iyiydi ve hâlâ da iyi durumdadır.
ENKS’nin stratejisi şudur: ”Düşmanımızın başka bir yerde değil Şam’da oturması ve Rojava Kürdistan sorununun çözümünün Şam’da olmasıdır”.
Ama maalesef daha önce de belirttiğim gibi PYD zaten Rojava Kürdistan’daki halkımızın yönünü Türkiye’ye çevirmiş ve PKK politikası çerçevesinde hareket etmiştir. Bu politikadan çok çektik ama belki hala düzeltilme şansı var, özellikle Türkiye’de ki Kürt sorunuyla ilgili bir uzlaşma eğilimi var.
ENKS, Kürdistan’ın diğer parçalarındaki Kürt halkının hakları konusunda net bir duruşa sahip olup, yaşadıkları ülkelerin şartlarına göre haklarını diyalog ve barışçıl yollarla elde etmeleri için her türlü desteği vermektedir.
Öcalan ile DEM arasındaki görüşmenin PYD/SDG’nin Batı Kürdistan politikasına etkisi olacağını düşünüyor musunuz?
Ben bunun olacağına inanıyorum ama nasıl olacağı belli değil. PKK’nın silahsızlandırılması konusunda iki görüş olacağı varsayılıyor. İki cephe olursa biri taraf olur diğeri karşı olur. O zaman Rojava Kürdistan’ında da aynısı olur ve bu iyi bir şey değildir. Her halükarda Öcalan’la yapılacak görüşme Batı Kürdistan’ı da etkileyecek.