Ortadoğu

Halep’in dış mahallelerinde rejim karşıtı silahlı gruplar ile rejim güçleri çatışıyor

Suriye’nin kuzeyindeki Halep’in dış mahallelerinde rejim karşıtı silahlı gruplar ile Beşşar Esed rejimi güçleri arasında çatışmalar yaşanırken Halep’in banliyölerinde ve merkezinde yaşayanlar, rejimin kontrolündeki başkent Şam’a kaçıyor.

Çatışmalar, ilk olarak 27 Kasım’da sabah erken saatlerde Halep ilinin batı kırsalında başladı ve gün boyunca sürdü.

27-28 Kasım’da Halep’in batı kırsalından merkeze doğru hızla ilerleyen rejim karşıtı silahlı gruplar, toplam 56 köy ve noktanın kontrolünü ele geçirdi.

Ülkenin kuzeybatısındaki İdlib ilinin doğusunda bulunan Serakip bölgesinde de dün sabah saatlerinde yoğun çatışmalar başladı.

Rejim karşıtı silahlı gruplar, dün ve bugün İdlib cephe hattında Esed rejiminin kontrolündeki 12 köyü ele geçirdi.

Gruplar bugün de Halep ve İdlib illerinde toplam 14 köy ve noktayı daha kontrolü altına aldı. Böylece 3 gündür devam eden çatışmalarda silahlı gruplar, Halep ve İdlib’de toplam 70 yerleşim yeri ve noktayı ele geçirdi.

Çatışmalar stratejik konumdaki Neyrab ve Serakip beldelerinde sürüyor.

Halep’in dış mahallelerinde çatışmalar yaşanıyor

Bu sabah itibarıyla taraflar arasında Halep’in dış mahallelerinde çatışmalar yaşanmaya başladı.

Çatışmalar, Halep’in dış mahallelerinde yoğunlaşarak sürerken rejime yakın çok sayıda kişi, Halep’ten Şam’a kaçmaya başladı.

Silahlı gruplar, Halep’in dış mahallelerinden birinde bulunan ve rejim güçlerine ait askeri amaçlar için de kullanılan Bilimsel Araştırma Merkezi’ni ele geçirdi. Merkezde varil bombaları ve topçu bataryaları gibi önemli askeri malzemelerin üretildiği ifade ediliyor.

AA’nın aktardığına göre, silahlı gruplar Halep’e bağlı en büyük yerleşim birimlerinden Anadan beldesini de aldı.

Rejim karşıtı gruplar bu sabah itibarıyla İdlib ve Halep cephe hatlarında yaklaşık 550 kilometrekarelik bir alanın kontrolünü ele geçirdi.

Bu grupların Halep’in batı kırsalında kontrolünü ele geçirdiği yerleşim yerleri ve noktaların arasında El Ragib Tepesi, Kuptan Dağı, Debbabat Tepesi, Ancara beldesi, 46. Liva ile ⁠Kefer Besme, Basartun, Hur, ⁠Elkasimiyye, Acil, Bele, Sellum, Kefer Bissin, Şeyh Akil, Hırderkal, Acemi, Ürumsugra, Uveycil, El Hüte, ⁠El Dab’a, ⁠Urum Elkübra, Bişantara, Bakdina, Cemiyet Elmaari, Cemiyet Ebu Amşe, ⁠Cemiyet Emin, Cemiyet Manahil, Cemiyet er Rıdvan, ⁠Mühendisin, Arnaz, Kefernaha, Kanasel, Kefercum, Şeyh Ali, Yaged Elades, Babis, Kefer Naha, Arrade, Mühendisin 2, Başkatin, Zirbe, Mansura, Cemiyet, Er Rahhal, Şuun Elidara, Kemari, İkarde, Elberkum, Miznaz, Keferdeal Kefer Halep, Zeytan, Kantuman, Kanatır, Kalsa, Kiseybe, Salihiyye ve Anadan yer alıyor.

İdlib cephe hattında rejim karşıtı silahlı grupların kontrolüne geçen bölgeler arasında da Trimbe, Dadih, Keferbattih, Cubas, Şabur, Mardih, Erbih, Tel Karatin, Kansibil, Tüdli, Jop Kaas ve Bevvabiyye köyleri bulunuyor. Bu bölgeler, daha önce Esed rejiminin kontrolündeydi.

Bu arada bu sabaha karşı Rus savaş uçakları, Suriye’nin kuzeyindeki Mare ilçesinde muhaliflerin karargahına hava saldırısı düzenledi. Saldırıda can kaybı olmazken maddi hasar meydana geldi.

Esed rejimi de çatışmalar sürerken sivil yerleşim birimlerini karadan karaya atış yapılan silahlarla hedef aldı.

Tel Rıfat cephe hattında ise durum, sakinliğini koruyor.

Onlarca rejim askeri esir alındı

Rejim karşıtı silahlı gruplar, kontrolüne aldığı bölgelerde Esed rejimine ait ağır silahlar ve depolar ile askeri araçları ele geçirdi. Çatışmalarda çok sayıda rejim askeri öldü, silahlı gruplar onlarca rejim askerini esir aldı.

Bölgedeki çatışmalardan kaçan yaklaşık 10 bin sivil İdlib kırsalına sığındı.

200’den fazla asker ve silahlı unsur öldü

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) raporuna göre, İdlib ve Batı Halep’te, 26-28 Kasım tarihleri arasında en az 125 saldırı gerçekleştirildi.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre bugün üçüncü gününe giren çatışmalarda hayatını kaybedenlerin sayısı 200’ü aştı.

SOHR, son iki gün içinde çoğunluğu HTŞ mensubu 121 muhalif ile 40 hükümet askeri ve 21 milisin öldürüldüğünü bildirdi.

HTŞ ise hükümet yanlısı güçlere mensup 200’den fazla kişiyi öldürdüklerini bildirdi.

En az 456 sivil öldü

Gözlemevi’nin raporuna göre, Rusya ve Suriye ordusu Çarşamba sabahından bu yana İdlib ve Halep kırsalındaki farklı bölgeleri hedef alan 57 hava saldırısı düzenledi.

Ayrıca Suriye ordusu ve destekçisi olan milis grupları da HTŞ’nin kontrol ettiği bölgeleri karadan bombaladı.

Bu saldırılarda aralarında çocukların da bulunduğu 45 kişi öldü, onlarca kişi de yaralandı.

Muhaliflere bağlı Beyaz Baretliler olarak bilinen Suriye Sivil Savunma Teşkilatı, Suriye ve Rus savaş uçaklarının Halep’in 20 kilometre batısındaki Atarib kasabasına düzenlediği saldırıda 3’ü çocuk, 2’si kadın olmak üzere 14 sivilin öldüğünü bildirdi.

Atarib’in kuzeyindeki Darat İzza’da da 4 sivilin öldürüldüğü bildirildi.

Çarşamba günü Türkiye sınırındaki Bab el-Hava sınır kapısı yakınındaki yerinden edilmiş kişilerin barındığı kampa düzenlenen roketli saldırıda 1 sivilin daha hayatını kaybetmişti.

BM’den “şiddeti durdurun” çağrısı

Birleşmiş Milletler Suriye Bölgesel İnsani Yardım Koordinatör Yardımcısı David Carden, sivillerin korunması ve şiddetin durdurulması çağrısında bulundu.

OCHA’ya göre İdlib ve Batı Halep’teki 50’den fazla yerleşim yeri hava saldırılarından etkilendi.

Birleşmiş Milletler’e bağlı Suriye çalışma grubu, 28 Kasım’dan bu yana 14 binden fazla kişinin yerinden olduğunu aktardı.

Çatışmaların devam etmesiyle insani yardım çalışmaları büyük engellerle karşı karşıya kaldı. 30 sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetlerini askıya aldığını bildirdi.

Ayrıca sağlık merkezleri hizmetlerini durdururken okullarda eğitim de durdu.

İran ve Rusya’dan ilk tepki

Bölgedeki çatışmalarda İranlı “askeri danışman” Tuğgeneral Purhaşimi, silahlı grupların saldırısında öldü.

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, silahlı grupların saldırılarını Astana Anlaşmalarının “ihlali” olarak nitelendirdi.

Tahran’da düzenlediği basın toplantısında konuşan Bekayi, “Suriye’nin kuzeybatısındaki teröristlerin hareketlerinin bölgedeki güvenliği baltalamaya yönelik ABD-İsrail planının bir parçası” olduğunu söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova ise Moskova’nın Suriye hükümetine verdiği desteği ve Suriye’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma konusundaki kararlılığını yineledi.

Suriye devlet ajansı SANA’ya konuşan Zaharova, son gelişmeleri “Suriye’yi zayıflatmaya yönelik sürekli ve devam eden bir saldırı” şeklinde değerlendirdi.

Zaharova, özellikle ABD ve İngiltere’nin “yıkıcı politikalarını” eleştirerek, bu ülkelerin Suriye’deki silahlı grupları destekleyerek kaosa yol açtıklarını iddia etti.

ABD’nin Rojava ve Suriye’nin doğusundaki varlığına da değinen Zaharova “ABD güçlerinin Suriye’deki varlığı yasadışıdır ve Suriye’nin doğal kaynaklarını yağmalayan grupları desteklemektedir” dedi.

“Türkiye çatışmaları önlemek için çalışıyor”

MAE’ye göre, Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’na (SMO) bağlı bazı muhalif gruplar saldırılara katılsa da bu grupların çoğu şimdiye kadar katılmaktan kaçınıyor.

Türkiye Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları da dün “Suriye’nin kuzeyindeki çatışmaları yakından takip ediyoruz” açıklamasını yaptı.

Kaynaklar, bölgedeki Türkiye birlikleri için her türlü tedbirin alındığını bildirdi.

Üst düzey bir Türk güvenlik kaynağı MEE’ye verdiği demeçte, Türkiye’nin, özellikle İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik savaşları göz önüne alındığında, bölgedeki gerilimi daha da artırmamak amacıyla saldırıyı engellemeye çalıştığını söyledi.

Kaynak, “Başlangıçta sınırlı bir operasyon olarak planlanan harekat, rejim güçlerinin mevzilerinden kaçmaya başlamasıyla genişledi” diyerek, harekatın Rusya, Türkiye ve İran’ın 2019’da üzerinde anlaştığı İdlib gerilimi azaltma bölgesinin sınırlarını eski haline getirmeyi hedeflediğini belirtti.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu