Ortadoğu

Irak’taki nüfus sayımı Kürtler ve Türkmenler arasında neden kaygı yarattı?

Irak’ta 37 yıl sonra ilk kez Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi illeri dahil tüm ülkeyi kapsayan ve dün başlayan bugün de sona erecek olan genel nüfus sayımında özellikle Kerkük kentinde Kürt ve Türkmen toplumları arasında kaygıya neden oldu.

Ülkede her 10 yılda bir yapılması gereken nüfus sayımı, ABD’nin Irak’ı işgal ettiği 2003 yılından sonra düzenlenemedi.

Sayıma giden süreçte Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB) yetkilileri, merkezi hükümete, sayımın siyasi amaçlar için kullanılmaması gerektiği yönünde çağrılar yaptı.

Irak Türkmen Cephesi (ITC) ise sayım arifesinde kente dışarıdan, Kerküklü olmayan birçok ailenin getirildiğini iddia etti.

Çarşamba ve Perşembe gününü kapsayan sayım nedeniyle ülke çapında sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Nüfus sayımının; bütçeden vilayet meclisi sandalyelerine kadar birçok konuyu etkilemesi bekleniyor.

Nüfus sayımıyla ilgili neler biliniyor?

Irak nüfusunun yaklaşık 44 milyon, Kürdistan Bölgesi’nin ise 6 milyon civarı olduğu tahmin ediliyor.

En son genel nüfus sayımı Saddam Hüseyin döneminde 1987 yılında yapıldı.

1997 yılında yapılan nüfus sayımında ise IKBY’nin 3 ili sayıma dahil edilmedi. Sayımda etnik ve dini özellikler öne çıkarıldı.

Sayım süresince (2 gün) sokağa çıkmak yasak.Elektronik ortamda gerçekleştirilecek nüfus sayımında elektronik tabletler kullanılacak. Sahada yaklaşık 120 bin kişi görevli olacak.

Sayımda vatandaşlara çeşitli alanlarda yaklaşık 70 soru sorulacak. Etnik ve dini aidiyetle ilgili soruların yer aldığı geçmiş nüfus sayımlarının aksine yeni sayımda dini aidiyetle ilgili sadece Müslüman veya Hristiyan seçeneğinin olduğu tek bir soru yer alacak. Sağlık, eğitim, meslek ve hizmet durumuyla ilgili soruların yanı sıra vatandaşlara, oturdukları evlerin mülk mü yoksa kira mı olduğu gibi çeşitli sorular da yöneltilecek. Irak Planlama Bakanlığının, resmi olmayan sonuçlarının sayım işleri bittikten sonra açıklaması bekleniyor.

Sayımla ne amaçlanıyor?

Irak, 2003 yılında Saddam Hüseyin’i deviren Amerika Birleşik Devletleri öncülüğündeki işgalin ardından yaklaşık 20 yılın önemli bir bölümünü çatışmalar ve istikrarsızlıkla geçirdi.

Irak Planlama Bakanlığı sözcüsü Abdel-Zehra el Hindavi, “yıllar süren belirsizliğin ardından nüfus sayımının Irak’ın gerçekliğini en küçük ayrıntılarına kadar ortaya koyacağını” söyledi.

El Hindavi, “Sağlık, eğitim, konut alanlarında kalkınmayı felç eden tüm sorunları teşhis edebileceğiz” diye konuştu.

Kerkük neden önemli?

Nüfus sayımı, Bağdat’taki merkezi hükümet ile kuzeydeki Kürt yönetimi arasında kontrolün tartışmalı olduğu Kerkük, Diyala ve Musul gibi bölgeler açısından kritik bulunuyor.

Bunlar arasında en önemli yer olarak ise Kerkük görülüyor.

Kerkük bir yandan içinde farklı etnik, dini, mezhepsel grupları barındıran diğer yandan zengin petrol yataklarıyla bilinen bir kent.

Hem IKYB hem de Federal Irak Yönetimi açısından kritik olan kente, Türkiye ve İran gibi bölge ülkeleri de özel önem veriyor.

Kentte Kürt, Türkmen ve Arap başta olmak üzere farklı etnik, dini ve mezhepsel kimliklerin siyasi temsilcileri etkinlik mücadelesi veriyor.

Kerkük Vilayet Meclisi seçimleri, 18 yıl aradan sonra ilk kez 18 Aralık 2023’te gerçekleştirilmiş ve seçimlerde hiçbir parti ezici bir çoğunluk kazanmamıştı.

16 üyeli mecliste Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) beş, Arap Koalisyonu üç, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) iki, ITC’nin öncülüğündeki Türkmen partilerinin oluşturduğu Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi iki, Arap Kiyade iki, Arap Urube grupları bir sandalye elde etmişti.

Kürt ve Türkmenlerin sayımla ilgili kaygıları neler?

Sayım ilk gündeme geldiğinde IKYB yetkilileri, bunun 2005 Anayasası’nın 140. Maddesi’nin uygulanmasını etkileyebileceğine dair endişelerini dile getirdi.

Bu madde, “Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerde, bu bölgelerin Kürt Bölgesi’ne katılıp katılmayacağı ya da federal hükümetin idaresi altında kalıp kalmayacağı konusunda vatandaşlarının iradesini belirlemek için yapılacak referandumdan önce demografik durumun normalleştirilmesini ve nüfus sayımı yapılmasını” öngörüyor.

Kürtler bu maddenin uygulanmasını talep ediyor.

Kerküklü Türkmen ve Araplar ise maddenin 2007 sonunda hukuken sona erdiğini savunuyor.

IKYB yetkilileri sonrasında nüfus sayımını desteklediğini açıkladı ancak, “140. Madde’nin uygulanmasını, sürecin 140. Madde’de öngörülen mekanizmaların yerine ikame edilmemesi ve ihtilaflı bölgelerle ilgili konuları olumsuz etkilememesi gerektiği” konusunda uyarıda bulundu.

BBC İzleme Servisi, sayımda etnik kökenin sorulmayacak olmasının, başta Kerkük olmak üzere “ihtilaflı bölgelerde” demografik değişikliklere yol açabileceğinden korkan Kürt ve Türkmen toplumları arasında endişelere neden olduğunu bildiriyor.

Bağdat yönetimi, kaygıları azaltmak için 1957 nüfus sayımında kaydedilmemiş ve Kerkük veya diğer bölgelerde sonradan kaydı bulunan kişilerin isimlerinin silinmesi kararını aldı.

Hükümet ayrıca “ihtilaflı bölgelerde” nüfus sayımını yürütmek üzere Arap, Kürt ve Türkmenlerden oluşan karma ekipler görevlendirerek ve Hristiyanların yaşadığı bölgelerde Hristiyan üyelerin de ekiplere katılmasını sağlayarak süreçte güven oluşturmaya yönelik adımlar attı.

Ayrıca sayım, Kürdistan Bölgesi İstatistik Ofisi (KRSO) arasında ortak bir çaba olarak tasarlandı.

Son dönemde IKBY yetkilileri sık sık kökeni Kerkük olan Kürtlere Kerkük’e dönme çağrısı yaptı.

Vali Rêbwar Taha da benzer bir çağrıda bulundu.

Erbil ve Süleymaniye’den birçok aracın şehre gittiği görüldü.

Irak Türkmen Cephesi (ITC) ise “genel nüfus sayımı başlamadan ihlallerin yaşandığını belirtirken, nüfus sayımı arifesinde Erbil ve Süleymaniye’den Kerkük’e yüzlerce ailenin getirildiğini” belirtti.

“Gelen ailelerin Kerküklü olmadıklarının tespit edildiği savunulan açıklamada, bu adımın Kerkük’ün gerçek kimliğinin ve demografisinin değiştirilmesine yönelik olduğu” öne sürüldü.

ITC Kerkük Milletvekili Erşat Salihi de “nüfus sayımı öncesi PKK Mahmur Kampı’ndan kişilerin, Kerkük şehrine yerleştirildiğini” söyledi.

Tartışmanın Türkiye’deki yansımaları nasıl oldu?

Kerkük’le ilgili tartışmaların Türkiye’de de yansımaları oluyor.

Ankara 2 No’lu Barosu tarafından, nüfus sayımıyla ilgili yapılan açıklamada, “Mahmur Kampı’ndan kimliği belirsiz kişilerin Kerkük’e yerleştirildiğine dair haberler, demografik yapıyı değiştirme riskine işaret etmektedir ve sürece dair endişe oluşturmaktadır” ifadelerine yer verdi.

Baro, “Kerkük’teki Türk varlığının sayımda eksiksiz temsil edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir” dedi.

Türk Ocakları tarafından yapılan açıklamada ise “Nüfus sayımı dolayısıyla Kerkük’e yönelik operasyon hepimizin gözleri önünde cereyan etmektedir. Kerkük’teki Türk varlığını yok saymaya hizmet eden, bu yöndeki planların temelini teşkil eden sayımın gerekli girişimler yapılarak geçersiz sayılması zaruridir” cümleleri kullanıldı.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da X hesabından, Iraklı bir Türk gazetecinin Kerkük mesajını, “Türk Dışişleri Bakanlığı uyuyor mu diye sormayacağım. Türk Dışişleri Bakanlığı var mı?” yorumuyla paylaştı.

Bundan sonra ne olacak?

Irak Planlama Bakanlığın’nın, resmi olmayan ilk sonuçları sayımın bitimini takip eden 24 saat içinde açıklaması bekleniyor.

Nihai sonuçların açıklanmasının ise iki ila üç ayı bulabileceği belirtiliyor.

Planlama Bakanı Muhammed Tamim televizyonda yaptığı konuşmada, yeni nüfus sayımının “gelecek için bir kalkınma haritası çizdiğini ve bir istikrar mesajı verdiğini” söyledi.

Sayımın; Irak’taki kaynak dağılımı, bütçe tahsisleri, kalkınma projeleri, meclis ve vilayet meclisi sandalyeleri gibi birçok konuya etkisinin olması bekleniyor.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu