Adli Tıp uzmanı Prof. Dokgöz: Narin’in dişlerinin kendiliğinden dökülme olasılığı yok

Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Diyarbakır’da katledilen ve cenazesi 19 gün sonra bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın dişlerinin döküldüğü söyledi.

Halk TV’de bu bilgiyi değerlendiren Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz, cansız bir bedenin dışarıda günlerce kavurucu sıcak altında kalsa bile dişlerinin dökülmeyeceğini söyledi.  

Dokgöz, “O nedenle dişlerin kendiliğinden dökülme olasılığı yok. Yani çürümeye bağlı da dökülmez. Suyun altında uzun süre kalmaya bağlı da dökülmez. Bir dış müdahaleyle ancak mümkün olabilir. Yani tek tek çekmesi lazım ya da kırması lazım” diye konuştu.

“Diş çekmenin” profesyonel bir çaba istediğini açıklayan Dokgöz, cinayetin en başından beri profesyonelce işlendiğini kaydetti. Dokgöz, şu ifadeleri kullandı: “Sıradan bir olayla karşı karşıya olmadığımız çok açık. Komplike bir olay var planlanmış, programlanmış bir olay var neden? Çünkü öldürüldükten sonra açık alanda bırakılsaydı ya da gömülseydi daha erken bulunma şansı vardı. Ama suyun altına gömüldüğü için süreç uzadı. Birtakım deliller kayboldu. Yani bu bile olayın profesyonel bir yaklaşım getirdiğini gösteriyor. Dijital kayıtların silinme meselesi var. Bu silme profesyonel bir silme olduğu da çok belli.”

“Bu konunun uzmanları bu konuda da açıklamalar yapıyorlar. Bunların hepsini bir arada düşündüğümüzde sıradan bir olay olarak görmüyorum” diyen Dokgöz şöyle devam etti: “Olay sadece katil ya da katillerin kim olduğunun çok ötesinde. 19 günde özellikle su altında da kalsa ceset ileri derece çürüse bile açık alanda kalsa, çürüse sadece iskeletler kalsa en sağlam kalan dokular dişler ve iskelet yapısı. O nedenle dişlerin kendiliğinden dökülme olasılığı yok. Yani çürümeye bağlı da dökülmez. Suyun altında uzun süre kalmaya bağlı da dökülmez. Bir dış müdahaleyle ancak mümkün olabilir. Yani tek tek çekmesi lazım ya da kırması lazım. Süt dişler var biliyorsunuz süt dişlerde de kayıplar olabilir. O da bir diş olur 2 diş olur. Bu dişlerin düşmesi hepsinin kaybolması mümkün değil.”