Politika

‘Malazgirt’te komutanlarla fotoğrafı’ eleştirilen HÜDA-PAR’dan açıklama

HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu, Genel Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu’nun Ahlat ve Malazgirt’te çektirdiği fotoğraf ile ilgili eleştirilere yanıt verdi

Emiroğlu, Yapıcıoğlu’nun Erdoğan’ın daveti üzerine katıldığı kutlamalarda çektikleri fotoğraflara yönelik eleştirilere dair açıklama yaptı.

 “Laikçi, İsrailci, ırkçı, rakıcı, katliamcı, inkârcı, asimilasyoncu, komünist, faşist, siyonist ne kadar boş beleş kişi ve tayfa varsa aynı safta buluşup sefil bir cephe oluşturdular” diyen Emiroğlu şu ifadeleri kullandı:

“Malazgirt Zaferi’nin 953. yıl dönümü kutlamaları kapsamında birtakım etkinlikler yapıldı. Etkinliklerin kapsamı, ortak tarih bağlamında verilen bazı mesajlar ve katılımcıların kimliği, Türkiye’de ‘Tek Parti Diktatöryası’nın masa başında ihdas ettiği resmî tarih sahtekârlığının kurbanı olmuş malum kesimin ne denli bir sefalet içerisinde debelendiğini de ortaya çıkardı. Malazgirt ruhu ve katılımcıların kimlikleri üzerinden yorum adı altında üretilen yalan ve iftiralar; bir yönüyle cehalet, bir yönüyle adavet, bir yönüyle de hamakat içerirken, aynı zamanda tarih meczuplarını da Romen Diyojen’in saflarında bir araya getirmesi önemliydi.

Malazgirt Zaferi’nde Türklerin yanı sıra Kürtler, Araplar ve diğer Müslüman unsurların da yer aldığının, davanın ise ‘İ’lay-ı Kelimetullah’ olduğunun vurgulanması nedense ‘Sefalet Cephesinde’ yer alan benzemezleri zıvanadan çıkarmaya yetti. Algı yönetiminde şeytanı bile hayrette bırakan bu ‘Sefalet Cephesi’ İslam’ın fetih ruhunu ve Malazgirt’in o birleştirici mayasını perdelemek ve 953 yıl önce verilen ve önceki gün Sayın Cumhurbaşkanı tarafından bir kez daha tekrarlanan bu mesajı idraklerden kaçırmak için var güçleriyle saldırmaya başladılar. Etnik ve mezhebi farklıklar üzerinden tefrikaya düşürülen Müslümanlar gaflet uykusundan uyanacaklar diye ödleri kopuyor.

Rahatsız oldular çünkü: Malazgirt ruhuna veya Çanakkale’deki dayanışmaya vurgu yapmak, ötekileştirmeyi tarih sanan zavallıların sefaletini izhar etmektir. Kürdü, Arabı, Çerkezi ve diğer etnik unsurları yok sayan ceberrut anlayışın arkasına gizlendiği sahte maskeleri indirmektir. Kutuplaştırma siyasetinden ekmek yiyen siyaset bezirgânlarının gerçek yüzünü ifşa etmektir. Malazgirt ruhuna vurgu yapmak, bu topraklarda kan ve ter dökmüş tüm unsurların varlığını, hakkını ve kardeşlik hukukunu tarihsel referanslarla inkârcı müfsidlerin gözüne sokmaktır.

Bu ruh, Kürtlerin bazı kesimlerce halen kabullenilmeyen varlıklarını ırkçı bölücülerin beyinlerine kazımaktır. Bu ruh, İslam inancının batıl ideolojiler karşısında ne denli kuşatıcı ve sorun çözücü olduğunun kanıtıdır.

Ağzından her daim lağım fışkıranlar, ‘Kürt ve diğer Müslüman unsurlar’ vurgusuna ateş püskürürken, babalarının ‘Aptal’ nitelemesine esin kaynağı olmuş şaşkınlar ise katılımcıların giyim kuşamından, boy sırasından, kimin kadrajın sağında veya solunda yer aldığından hareketle güya tehlikenin boyutundan dem vurmaları, aptallıkla birleşen zihinsel fukaralığın vardığı boyutu ortaya koymaktaydı.

İçlerindeki kini gizleyemeyen ‘Sefalet Cephesi’ çok farklı benzemezlerden oluşurken, ortak özelliklerinin ‘İslam düşmanlığı’ olması da aslında bu hakikati çok açık bir şekilde ortaya koymuştur.

Kimisi aptalca, kimisi düşmanca, kimisi cahilce HÜDA PAR ve verilen mesajlar üzerinden saldırı başlatırken her biri adeta Romen Diyojen’in dağılıp kaçan askerlerinin sinelerinde taşıdığı bin yıllık intikam ateşiyle yanıp tutuşuyordu.

Diyojen’in intikamını almaya ayarlı Roma süvarileri misali ‘Sefalet Cephesinde’ buluşup tarihe, inanca ve HÜDA PAR’a kin kusan ‘Misyon şefleri’ tabii ki bilmediğimiz, tanımadığımız kesimler değildir.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu