Ortadoğu

Hizbullah lideri Nasrallah : Bizim savaş ilan edeceğimizi düşünüyorlar, biz zaten 8 Ekim’den beri savaştayız

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah bugün sessizliğini bozdu ve savaşın başlamasından bu yana yaptığı ilk konuşmada, “Biz zaten 8 Ekim’den beri savaştayız” diyerek savaşın bir tarafı olduğunu açıkladı.

İsrail ile tüm savaş bekleyenlere hitap etti ve “Hizbullah’dan açık savaşa girmesini isteyenler için, sınırda olanlar ılımlı görünebilir, ancak durum böyle değil. Biz de bununla yetinmeyeceğiz.” 

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Lübnan cephesindeki durumun İsrail’in Gazze Şeridi ve Lübnan’daki eylemlerine bağlı olduğu konusunda uyardı.

“Lübnan cephemiz tüm olasılıklara açık,” diye ekleyerek, “hepimiz tüm olasılıklar ve senaryoların gelmesi için hazır ve hazır olmalıyız.”

Nasrallah ayrıca ABD’yi çatışmaya müdahil olması konusunda da uyardı ve ABD’nin tehditlerinin Hizbullah’ı korkutmadığını söyledi. “Güney Lübnan’daki operasyonlarımıza devam edersek ABD’nin Lübnan’ı ve hatta İran’ı bombalayacağına dair mesajlar aldık. Onlara, ‘Doğu Akdeniz’deki savaş gemileriniz bizi korkutmuyor, daha önce de hiç korkutmadı’ diyoruz” dedi.

Hasan Nasrallah’ın açıklamalarının tamamı şöyle:

“Aksa Tufanı harekatı birçok cepheye yayıldı. Her bakımdan (insani, ahlaki, dini) tam meşruiyete sahip bir savaş arıyor olsaydık, bu işgalcilerle gerçekleştirilen savaş gibi bir savaş bulamazdık. Tüm dünyada dayanışma gösteren tüm ülkelere, tüm halklara, Yemen ve Irak direnişine selam olsun. Bu savaş yüce Allah adına yapılacak en büyük savaştır. İsrail’e karşı savaşmanın ilahi bir dava olduğu açıktır. Bu Allah’ın yolunda bir savaştır. Gazze halkının dünyada benzeri yoktur. Hiçbir Amerikan veya İsrail baskısı irademizi kıramaz.

Avrupa Birliği, Arap Ligi ve Birleşmiş Milletler gibi tüm uluslararası örgütleri Filistin’i görmezden gelmekle suçluyoruz.

Bugün kendi duruşumuz üzerinde açıklama yapacağım. Pozisyonumuzu netleştireceğiz. 57 yıldır Filistin halkının yaşamış olduğu bir dram var. Ancak son yıllarda Filistin’deki durum çok zorluydu. Mevcut Filistin hükümeti durumu daha çok zorlaştırdı.

El Kassam Tugayları’nın 7 Ekim’de yaptığı operasyon, Filistin davasının dünyanın gündemine girmesi için gerekliydi. Aksa Tufanı, direniş tarafından düzenlenen bağımsız bir harekattı.

(Hamas’ın 7 Ekim saldırısı) Operasyonun başarısı, gizliliğine bağlıydı. Bu da gayet anlaşılır ve mantıklıydı. Aksa Tufanı, tamamen Filistin Direnişi’nin yöneticilerinin kararıydı. Hiçbir şekilde bölgesel güçlerin etkisi olmadı. Hayatını kaybedenler de Filistinli. Bu dava Filistin’in davasıydı, Filistin’in kararıydı.

Dünya Filistin’i unuttu, koşullar kötüleşmeye devam ederken Filistin dünya için son öncelik oldu. Böyle büyük bir olayın (Aksa Tufanı) olması kaçınılmazdı ve bu dünyada insanlık konusunu yeniden gündeme getirdi.

Bu büyük operasyon neye neden oldu? İsrail rejiminde büyük bir güvenlik, siyasi depremi yarattı. İsrail’in güvenliği, örümcek ağı kadar zayıftır. Dost düşman ortaya çıktı. ABD, İsrail’in yanındadır. Hani İsrail güçlüydü? ABD savaş gemileri İsrail’i kormak için bölgeye geldi. Düşman, ilk günden itibaren Amerika’dan yardım istedi, ki biz daha başlamadık.

Daha hiçbir şey başlamadı bile ve dünyanın dört bir yanından ülkelerin başkanlarını, bakanlarını, generallerini, milyarlarını gönderdiğini görüyoruz.

Buradan Araplara sesleniyoruz; bu demokrat, insan haklarına saygılı insan haklarını koruyan dediğiniz bu ülke bugün Gazze’de çocukları, halkları katletti ve bunu bütün dünyaya gösterdi. Bunlara rağmen kör bir sessizlik var. Otuz gündür Gazze soykırıma uğruyor, bütün dünyanın gözü önünde yok ediliyor.

Bu katliamda ABD’nin payı ilk sırada. Bu savaşın sorumlusu ABD’dir, İsrail sadece bir maşadır. Yaşanan tüm katliamlardan ABD sorumludur, cezaya mahkum edilmelidir.

Bu savaş, diğerleri gibi değil. Bu savaş; öncesi, sonrası gibi olmayacak bir savaş. Bu savaş, ayırt edici bir savaştır. Bu savaştan sonrası, kesinlikle eskisi gibi olmayacaktır ve bu hepimize sorumluluğu üstlenmeyi gerektiriyor. İlk hedefimiz Gazze’ye yapılan saldırıları durdurmak, ikinci hedefimiz Gazze’deki direnişin zafer kazanmasıdır.

22 Arap ülkesi var, hiçbiri Gazze’den bir yaralıyı çıkaramıyor. Acizlik bu noktaya mı ulaştı? Asker, füze göndermiyorsunuz; peki Refah Sınır Kapısı’nı açmaya da mı gücünüz yetmiyor? Arap ülkeleri İsrail’e gaz ve petrol akışını kesmeli.

Lübnan cephesinde ne olacak? ‘Hizbullah savaş başlatacak’ diyorlar. Biz zaten 2. gün Lübnan sınırında savaşa girdik, biz 8 Ekim’den bu yana zaten saldırılar yapıyoruz. Biz sınırda yaptığımız operasyonlara devam ediyoruz am bu yeterli olmayacak. Lübnan cephesinde 1948’den bu yana işgalciler yaşamadığı şeyleri yaşıyor. Temmuz savaşından bu yana bu kadar büyük çatışmalar yaşanmamıştı.

Savaşı ve saldırıları sona erdirmeliyiz. Hamas’ın bu direnişi kazanmasını sağlamalıyız. Gazze’nin kazanması Filistinlilerin kazanması anlamına geliyor, bölgedeki herkesin kazanması anlamına geliyor. İsrail, Lübnan’a karşı önleyici bir operasyon gerçekleştirirse tarihinin en büyük hatasını yapmış olur”

Related Articles

Back to top button