Reha Ruhavioğlu: Diyarbakır nitelikli insan kaynağından fire veriyor
Diyarbakır 2022’de 46 bin kişiyi ağırlarken 59 bin kişiyi uğurladı. Kürt Araştırmaları Derneği Başkanı Ruhavioğlu’na göre nitelikli insan kaynağının kaybı ve ekonomik sorunlar Diyarbakır’ı etkiliyor.
Diyarbakır’da 1990’lı yıllarda köylerin boşaltılmasıyla başlayan göç dalgası, 2016 yılındaki Sur çatışmaları ile devam etti. TÜİK’in yayınladığı İç Göç İstatistikleri 2022 verilerine göre de Diyarbakır göç vermeye devam ediyor. Diyarbakır 2022’de 45 bin 963 göç alırken 59 bin 751 göç verdi. TÜİK’e göre Diyarbakır’ın göç etme nedenlerinin başında ‘aile fertlerinden birine bağımlı göç’ geliyor.
Diyarbakır neden göç ediyor? Diyarbakır’da yaşayanların göç etme kararı şehrin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını nasıl etkiliyor? Diyarbakır’dan ayrılan insanlar, göç ettikleri bölgelerde nasıl bir ekonomik denge kurmayı amaçlıyor? Diyarbakır’dan göçün nedenlerini Gazete Duvar’dan Ardıl Batmaz’ın Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu ile röportajını aktaralım:
‘DİYARBAKIR’A GELENLER TAYİN YA DA İŞ DEĞİŞİKLİĞİ GİBİ SEBEPLERLE GELİYOR’
Diyarbakır’dan başka illere veya yurtdışına göç etmeyi düşünen insanları bu düşünceye iten etkenler nelerdir?
Türkiye’de sayısal olarak net göçü en az olan, yani aldığı göç verdiği göçten az olan beş şehirden dördü Kürt şehirleri. İstanbul’u Van, Urfa, Ağrı ve Diyarbakır izliyor. 2022’de Diyarbakır’dan göç eden her 100 kişiden 27’si hane fertlerine bağımlı göç etmiş. 22’si tayin ya da yeni bir işe başlamak için, 20’si eğitim ve 15’i de daha iyi yaşam koşulları için göç etmiş. İnsanların daha iyi iş, eğitim ve yaşam koşulları için göç ettiğini görüyoruz. Bu da bize eksiğin nerede olduğunu gösteriyor. Eğitim, iş ve yaşam koşulları iyileşmeden bu göçü durdurmak mümkün değil. Sadece Diyarbakır değil maalesef Kürt illerinin tamamında durum böyle. Türkiye’de iç göç göstergeleri bize Kürt illerinden Türkiye’nin batısına sürekli bir göç olduğunu söylüyor.
Diyarbakır’daki göç oranlarını geçen yıllarla karşılaştırdığımızda nasıl bir sonuçla karşılaşıyoruz?
Diyarbakır’dan göç edenlerin sayısı geçen yıldan bu yana pek değişmemiş. Hatta yaklaşık bin kişi azalmış. Diyarbakır’a göç edenlerin sayısı da geçen yıla nazaran beş bin kişiden fazla artmış. Bunun Türkiye’deki ekonomik krizle ilişkisi olabilir. Diyarbakır’a göç edenlerin yüzde 13’ü tayin ya da iş değişikliği gibi sebeplerle geliyorlar. Ama yaklaşık yüzde 30’u hane fertlerine bağımlı göç ediyorlar.
‘TÜRKİYE’DE YAŞAYAN HER ÜÇ KÜRT’TEN İKİSİ BATIDA YAŞIYOR’
Göç eden insanlar, yeni yerleştikleri bölgelerde hangi farklı deneyimlerle karşılaşıyorlar ve Diyarbakır’dan ayrılan insanlar, yeni yerleştikleri yerlerde nasıl bir toplumsal entegrasyon süreci yaşıyorlar?
Bilhassa 90’larda batıya gidenler bugüne kıyasla çok daha fazla ayrımcılık yaşıyorlardı. Ama bugün Türkiye’nin batısındaki bütün büyük şehirlerde hatırı sayılır bir Kürt nüfus oluşmuş durumda. Daha iyi anlaşılması için şöyle söyleyeyim: Türkiye’de yaşayan her üç Kürt’ten ikisi batıda yaşıyor. Dolayısıyla göç kolaylaşmış durumda. Eğitim ya da çalışmak için İstanbul’a giden bir Diyarbakırlı orada kendi kültüründen gerek ev arkadaşı gerek sosyalleşme ortamı bulabiliyor. Ama durum yine de tozpembe değil. Özellikle batıya göç eden gençlerde ayrımcılık deneyimi daha fazla. Kürt Çalışmaları Merkezi olarak yayınladığımız “Kürt Gençler ’20: Benzerlikler, Farklar, Değişimler” isimli araştırma batıdaki gençlerin gündelik hayatta daha fazla ayrımcılığa maruz kaldığını tespit ediyordu. Gençler bu ayrımcılığın televizyon ve sosyal medya aracılığıyla yaygınlaştığını ve siyasetin bundan sorumlu olduğunu düşünüyorlar. Bu durum gençleri Kürt habitatı içinde sosyalleşmeye itiyor. Yani aslında gittikleri yerden çok oradaki Kürt ortama entegre oluyorlar. Bu durum oradaki şartları iyileştiğinde değişiyor elbette ama Kürt habitatı içindeki network daha güçlü kalıyor.
‘DİYARBAKIR NİTELİKLİ İNSAN KAYNAĞINDAN FİRE VERİYOR’
Göç eden insanların Diyarbakır’la olan bağları nasıl etkileniyor, aidiyet duyguları nasıl değişiyor? Göç edenler arasında geri dönme eğilimi var mı? Var ise Diyarbakır’a dönme motivasyonları neler olabilir?
Batıya göçlerin sebepleri farklı. O sebeple gelecek planları da etkileniyor. Sadece Diyarbakırlıların değil bir çeşit payitaht olması sebebiyle Kürtlerin çoğunun, özellikle politik olanların Diyarbakır’la bağları kuvvetli. Diyarbakırlı olanlarda hep öncelikli bir kimlik olarak kalıyor. Ancak pratiğe baktığımızda örneğin eğitim ve iş için geçici süreliğine ayrılmış olanların, iyi bir eğitim alanlar ya da iyi bir iş kuranlarının çok azı dönüyor. Yani aslında nitelikli insan kaynağından fire veriyor Diyarbakır ve bu çok ciddi bir mesele.
Diyarbakır’dan ayrılan insanlar, göç ettikleri bölgelerde nasıl bir ekonomik denge kurmayı amaçlıyorlar? İş imkanları ve ekonomik nedenler göç kararlarını nasıl etkiliyor? Diyarbakır’da yaşayanların göç etme kararı, şehrin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını nasıl etkiliyor?
Bugün Diyarbakır’dan göçler içinde ekonomi en önemli yeri teşkil ediyor. İnsanlar daha iyi bir iş bulmak, daha iyi bir eğitim bulmak, daha rahat bir hayat yaşamak için göç ediyorlar. Diyarbakır, özelde sanayisi ve üniversitesi Diyarbakırlıları tatmin edecek bir gelişme gösteremediği için göç vermeye devam ediyor. Bu da göç edenleri bir kenara bıraksak bile kalanların memnuniyetinin düşük olduğunu gösteriyor. Diyarbakır mutsuz oranının en fazla olduğu şehir ve mutlu oranının en az olduğu üç şehirden biri.
Diyarbakır’dan ve genel olarak Kürt şehirlerden göç edenler metropollerde gerek insani ve sosyal gerek kültürel ve sanatsal olarak bir çevre inşa ediyorlar. Bunun Diyarbakır’dan eksildiğini göz ardı etmeden iyi bir şey olduğunu söyleyebiliriz. İstanbul’u örneğin Kürtleştiren şey bu Kürdi girişimler ve ortamlar oluyor. Ama diğer yandan nitelikli kültür, sanat, sinema, edebiyat insanlarımızı kaybettiğimiz gerçeğini değiştirmiyor. En büyük iki Kürt yayınevi Diyarbakır’da değil, İstanbul’dalar. Bunun elbette anlaşılır bir tarafı var. Ama Diyarbakır sosyo-gelişmişlik endeksinde 68’inci değil de 8’inci sırada olsaydı muhtemelen o kurumlar Diyarbakır’da olurlardı.
Diyarbakır nitelikli insan kaynağını kaybediyor. Nitelikli insan kaynağının göç ettiği yerde nitelikli iş kollarının hayat bulması zordur. Emek yoğun sektörlerin dışında, katma değeri yüksek işler yapan sektörler gelişmez. Diyarbakır’ın önce göçü durduracak makro bir gelişme planına ihtiyacı var. Bu çok bileşenli bir politikayla olur. Ama şehrin siyasi durumu ve dengeleri buna pek müsait değil. Bu şartlar içinde bir şeyler yapmaya çalışılıyor ama örneğin Dicle Üniversitesi Türkiye’nin en nitelikli 10 üniversitesinden biri olmayı hedef olarak önüne koymadığında eksik kalacaktır. Üniversitenin böyle bir ümidi olabilir ama planı yok. Siyasetin gerekleri ve şehrin koşulları da buna müsaade etmiyor.
‘ÜLKENİN GENÇ VE EĞİTİMLİ NÜFUSU HAREKET EDİYOR’
Diyarbakır’dan göç edenler arasında hangi yaş grupları daha fazla temsil edilmektedir ve bu yaş gruplarının tercih ettiği yerleşim bölgeleri hangileridir?
Türkiye’deki göç hareketliliğinin yüzde 50’sini 15-29 yaş arası gençler oluşturuyor. Göç edenler içinde lise mezunları yüzde 35 ve yükseköğretim mezunları yüzde 32 oranında. Yani ülkenin genç ve eğitimli nüfusu hareket ediyor daha çok. Kürt illerini görebileceğimiz detaylı veriyi göremedim ama Kürt illerinden verilen göç içinde genç nüfusun yoğun olduğunu biliyoruz.
TÜİK verilerinde gözünüze çarpan eksiklikler nelerdir?
TÜİK’in göç ile ilgili her veriyi mikro ölçekte paylaşması gerekiyor. Örneğin Kayapınar’dan, hatta herhangi bir mahalleden ayrılanların yaş, eğitim durumu, meslek gibi verilerine kolayca erişebilmeliyiz. Genel olarak Türkiye’de bürokrasi veri paylaşma heveslisi değil, paylaşanlar da ‘araştırmacı dostu’ şeklinde paylaşmıyorlar. Örneğin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sendikaların ya da Yargıtay partilerin üye sayısını PDF olarak paylaşıyor. Ama bu, ‘hangi ilde hangi partinin ne kadar üyesi var?’ sorusuna erişimi pek kolaylaştırmıyor.(DUVAR)