Yazar Mevali: Herkes çocuklarıyla Kürtçe konuşmalı
Kürt dili ve kültürüne yönelik asimilasyona dikkat çeken yazar Salih Mevali , mezarları “Kürtçe harf var” diye bombalanmasına karşı herkesin evinde çocukları ile Kürtçe konuşması gerektiğini söyledi.
Kürt diline yönelik asimilasyon politikaları sürerken, Kürtçe eğitim vermek için açılan okullar ile televizyonlar ve radyolar kapatıldı. Sivil toplum örgütlerinin, “Kürtçe eğitim dili olsun” talepleri karşılık bulmazken, yazar Salih Mevali, dil üzerindeki baskılara dikkat çekti.
HALKI KÜLTÜRSÜZ BIRAKMA
Kürt halkına yönelik Kültürel soykırıma dikkat çekip, yaşanan kültürel tahribatın bölge illerinde “din alimleri” eliyle yapıldığını belirten Mevali, Kürtleri bir arada tutan komünal yaşamın izlerinin yasak ve kısıtlamalar ile silinmek istendiğini söyledi. Kürtçe yazdığı “Tofana Baye Reş”, “Mala Xêrnediyan” ve “Şekirê Zêrik û Nanê Bajêr” kitaplarında Kürtlerin doğal olarak gelişen, binlerce yıldır sürdürdükleri komünal yaşantıya dikkat çeken Mevali, günümüzde yaşananların, “Kürt halkını kültürsüz bırakma” girişimi olduğunu söyledi.
‘UZAK BİR KÜLTÜR AŞILANDI’
Yatılı İlköğretim Bölge Okulları’nın (YİBO) Kürtçeyi asimile etme politikası olarak bölge illerinde açıldığını söyleyen Mevali, “Küçük çocuklar kardeşlerinden, arkadaşlarından koparılarak uzak yerlerde okullara hapsedildi. Orada onlara gerçeklerinden uzak bir kültür aşılandı. O okullarda okuyan çocukların çoğu polis ve asker yapıldı. Onu dilinden, kültüründen uzaklaştırarak yine Kürt halkına karşı kullandılar” ifadelerini kullandı. YİBO uygulamalarından arzuladıkları sonucu alamadıklarını belirten Mevali, “Dinine sadık ve bağlı olan Kürtleri hassas oldukları konuda kandırmaya çalıştılar. Ancak istediklerini yine de elde edemediler. Bu sefer şiddete başvurdular. 1978’den sonra Kürtlere karşı Cumhuriyetin kuruluşunda başvurulan fiziki yok etme politikası devreye sokuldu” diye konuştu.
‘KÜRTLER TOPRAKLARINDAN KOPARILDI’
“Terörizm” adı altında Kürtlerin binlerce yıldır giydiği elbiselerin yasaklandığına vurgu yapan Mevali, “2014 yılında adına ‘çöktürme planı’ dedikleri uygulamaların bir benzerini 1980-2000 yılları arasında da devreye soktular. Binlerce köy yakıldı, insanlar metropollere gönderildi. Bu yöntem ile Kürtler binlerce yıldır bağlı oldukları topraklarından koparılmak istendi. Toprağından uzaklaştırılan insanı asimile etmek daha kolay olacaktı. Göç ettirdikleri insanların adına dernekler açtılar, onları aç bıraktılar, kendine muhtaç bıraktılar. Sonra onların adına dernekler açıp sisteme adapte etmek istediler” dedi.
UZUN SÜRELİ ASİMİLASYON
Yapılan bütün baskılara karşı gerek köylerini terk etmeyen, gerek Türkiye illerine göç etmek zorunda kalan Kürtlerin “Baş eğmediğini” vurgulayan Mevali, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna karşı 1990’lı yıllarda baskılar arttırıldı. Kültürlerine, gerçeklerine sahip çıkan binlerce insan ‘faili meçhul’ şekilde öldürüldü. Kürtleri asimile etmek için derin asimilasyon politikaları devreye sokuldu. 2000’li yıllarla birlikte uzun süreli asimilasyon politikaları devreye sokuldu. Okullardaki 4+4+4 sistemi bile Kürt çocuklarını daha küçük yaşta asimile etmek için getirildi. Kürtlerin giydiği elbiseler moda adı altında bir bir değiştirildi.”
‘KÜRTLERİN GELENEKLERİ HEDEFTE’
Kürtlerin yapılan baskılara karşı kültürlerinden vazgeçmediğinin altını çizen Mevali, son dönemde bölge illerinde taziye ve düğünlere dönük yapılan düzenlemelere değindi. Düğün ve taziyelerin Kürtler için binlerce yıldır sürdürülen gelenekler olduğunu söyleyen Mevali, “Laz, Çerkez, Gürcüler kültürlerine sahip çıkmadıkları için asimile edildiler. Şimdi Kürtleri kültürsüz bırakarak asimile etmeye çalışıyorlar. Kürtleri binlerce yıldır ayakta tutan gelenekler hedef alınıyor. Eskiden bir köyde biri yaşamını yitirdiğinde aylarca onun yası tutulurdu. Yaslarda yemek verilirdi, ancak yas sahibi o yemeği vermezdi. Köydeki herkes komünal bir şekilde karşılardı. Bu insanları bir arada tutardı. Yas sahibinin haberi olmadan masrafları kendi aralarında karşılarlardı. Şimdi bu birlikteliği yok etmek istiyorlar. Sahtekar din alimlerinin eliyle bu birliktelik ortadan kaldırılmak isteniyor. Eskiden aylar süren yas süreci, şimdi 3-4 güne indi. Türkiye illerinde ölü gömüldükten sonra yas bitiyor, bölge illerinde de öyle yapmak istiyorlar” diye konuştu.
‘KAYBEDEN SİSTEM OLDU’
Günümüzde büyükşehir olan Kürt ilerinde geleneksel elbiselerin az giyildiğine değinen Mevali, devamında şunları söyledi: “Kürt halkı bu politikalara yenik düşmeyecek kadar kültürüne bağlı bir halk. Taziyelerine, düğünlerine sahip çıkmalı. Binlerce yıldır süren geleneklerine sahip çıkmalıdır. Mezarlar Kürtçe harfler var diye bombalanıyor, buna karşı herkes evinde çocukları ile Kürtçe konuşmalı. Sistemin Kürtlere karşı uyguladığı politikalar hiçbir zaman amacına ulaşamayacak. Artık Kürtlere karşı uygulayacak bir politikaları kalmadı. Kaybeden sistem oldu.”
Emrullah Acar / MA