Erdoğan’a ziyaret edeceği Diyarbakır’da ‘çocuk’ tepkisi
Erdoğan’ın PKK’liların çok çocuk sahibi olduğuna ilişkin sözleri Pazar günü ziyaret edeceği Diyarbakır’da rahatsızlık yarattı. AKP’liler ise Erdoğan’ın Kürtleri kastettiği iddialarını reddediyor.
“Dokuz çocuk babasıyım. 45 yıl devlete vergi verdim. Son 20 yıldır AK Parti’ye oy veriyorum. Şimdi ben PKK’lı mıyım, terörist miyim, neyim? Ben de anlamadım. Bu söz, bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na, hele hele Tayyip Erdoğan’a hiç yakışmadı.”
Bu sözler Diyarbakır’da yıllardır esnaflık yapan S.B.’ye ait. Ailece dindar olduklarını ve dindar bir partiye oy vermek istediklerini söyleyen S.B., Pazar günü Diyarbakır’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşma yapacağı toplu açılış törenine gitmek için hazırlık yapıyordu. Ancak Erdoğan’ın AKP’ye katılan Mehmet Ali Çelebi’nin rozetini taktıktan sonra söylediği, “Çocuk çok önemli. PKK’nın 5 tane, 10 tane, 15 tane var” sözleri onu derinden yaraladı ve fikrini değiştirdi.
S.B., Pazar günkü törene gitmeyeceğini ve AKP’ye artık oy vermeyeceğini söylüyor. “Peki, ne olursa fikriniz değişir, yeniden Erdoğan’a oy verirsiniz?” sorusuna ise “Bu sözden sonra asla bir daha oy vermem” yanıtını veriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan aslında geçen hafta Diyarbakır’a gelecekti. Ancak Bartın’da meydana gelen maden faciasından dolayı ziyaret ertelendi. Ertelenen ziyaretin 23 Ekim Pazar günü yapılacağı duyuruldu ve kentte yeniden hazırlıklar başladı. Diyarbakır’a yapacağı ziyarette Kürt seçmenlere sıcak mesajlar vermesi beklenen Erdoğan’ın dünkü beklenmedik çıkışı ise nüfusunun çoğunluğu Kürtlerden oluşan kentte rahatsızlık yarattı.
Diyarbakırlıların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürtleri kastettiği düşüncesinin nedeni ise PKK’nın örgütsel yapısı. Bölgede örgüt üyeleri arasında evliliğe izin verilmediği, duygusal ilişkiye giren kişilere de ağır cezalar uygulandığı biliniyor. Bir istisna olarak örgüt lideri Abdullah Öcalan 1978 yılında Kesire Yıldırım’la evlenmiş, ancak 10 yıl süren bu evlilikten çocukları olmamış. Geçmiş yıllarda aralarında duygusal ilişki bulunan çok sayıda örgüt mensubu ise kaçarak Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki şehirlerde evlenmişti.
“Bu Kürtlere yönelik bir cümledir”
Erdoğan’ın sözleri bölgede siyaset yapan muhalefet partilerinin de tepkisine neden oldu.
Eski AKP’li olan CHP Diyarbakır İl Başkanı Abdullah Atik, Erdoğan’ın tüm Kürtleri PKK’lı olmakla suçladığını ifade ederek AKP’nin Kürtlere bakışını 2016’da gördüğünü ve partiyle yollarını ayırdığını belirtiyor. CHP İl Başkanı Atik, Erdoğan’ın bu sözlerden sonra Diyarbakır’a gelmemesi gerektiğini savunarak “Yani bir de hangi yüzle geliyorsun Diyarbakır’a? Çünkü bu bir suçlamadır. Herkes biliyor ki PKK’lıların çocukları yok. 10-15 tane çocuğu nerede yapıp getiriyor. Bu Kürtlere yönelik bir cümledir. Bu parti bu coğrafyada bitmeye mahkûm bir partidir” diyor.
DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen de “Bu ülke adına, bu topraklar adına, bu coğrafya adına utanç duydum” ifadelerini kullandı. Ülsen’e göre, Erdoğan açık bir şekilde Kürtleri terörle, terör örgütüyle ilişkilendiren bir söylem kullandı. Erdoğan’ın sözlerini Kürtlere ve Kürt nüfusuna dayalı bir korkunun tezahürü olarak okumak gerektiğini kaydeden Ülsen, “90’lı yıllarda bunu gizliden yapıyorlardı. Devlet aklının Kürt nüfusuna ilişkin planlarını MGK bildirileri açığa çıktığında öğreniyorduk. Artık bunu açıktan söyleme cüretini gösterebiliyorlar. Ben bunu tamamen Erdoğan’ın artık Kürtlerle ilgili bir hikâyesinin kalmadığının delalet olarak görüyorum. Bence artık 90’lı yıllara geri dönüş yapmıyoruz. 90’lardan daha karanlık bir dönemden geçtiğimizin açık bir işaretidir bu” diyor.
Erdoğan’ın sözlerini “utanç verici bir söylem” diyerek eleştiren Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren ise 1990’lı yılların MGK kararlarının 30 yıl sonra bir Cumhurbaşkanınca dillendirilmiş olmasını “büyük bir talihsizlik” olarak değerlendiriyor. Erdoğan’ın söyleminin ciddi bir cinsiyetçi yaklaşım olduğuna dikkat çeken Eren, “Türkiye’de Kürtlerin hâlâ nüfus anlamında tehlike olarak görülüyor olmasını kabul etmek mümkün değil. Bir örgüt ismi barındırarak söylenmiş olması, yani Kürtlerin topyekün kriminalize edilmiş olması da ayrı bir garabet” ifadelerini kullanıyor.
AKP’li Turan: İddiaları esefle reddediyoruz
AKP’liler ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürtleri kast ettiği iddiasını kabul etmiyor.
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, HDP’lilerin eleştirilerine yanıt olarak TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı açıklamada “Cumhurbaşkanımızın Kürtlere hakaret ettiği yönündeki iddiaları, esefle ve nefretle reddediyoruz” dedi.Turan, “Ortaya konan fotoğrafı Kürtlere yapılan bir söylemmiş gibi düşünmenizi, değerlendirmenizi şaşkınlıkla takip ediyorum. Bunun size, partinize bir faydası yok, Türkiye’ye faydası yok. Kaşımayın artık şu sorunlarımızı. Türkiye’de Kürt sorunu kalmadı ama siz Kürt sorunu olsun istiyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Kürt seçmeni nasıl etkiler?
Erdoğan’ın konuşmasından sonra en çok tartışılan konulardan biri de bu söylemin AKP’li Kürt seçmenleri nasıl etkileyeceği konusu. Söylemin bir dil sürçmesi olmadığını düşünen Kürt Çalışmaları Merkezi’nden Reha Ruhavioğlu, bu sözün en iyi ihtimalle HDP seçmeni, daha genel anlamda ise Kürtlere söylendiğini tahmin ediyor. 90’lı yıllarda Kürt nüfusunun arttığı belirtilen MGK raporuna dikkat çeken Ruhavioğlu, bu milliyetçi kaygının Erdoğan’ın son yıllardaki dönüşümüyle tutarlı olduğu görüşünde.
Peki, Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti öncesi bu ifadeyi kullanması ne anlama geliyor? Ruhavioğlu şu yanıtı veriyor:
“Böyle çıkışların Kürt seçmenin genelinde hemen etki yapmasını beklemeyiz. HDP seçmeni ya da Erdoğan’a oy vermeyecek seçmende Erdoğan karşıtlığını pekiştirir. AK Partili seçmende hemen bir kopuşa neden olmasını beklemiyorum. Hemen bir şeyler değişir gibi bakmak çok mümkün değil. Bir şeyi tetikleyebilir, bardağı taşıran damla olabilir. Ama henüz Diyarbakır ziyaretini gölgeleyeceğini, onun açısından olumsuz bir sonuç doğuracağını beklemiyorum.” (DW Türkçe)