‘Kürt siyasetçiler ile PKK arasında büyük bir uçurum oluştu’
PKK’nin Mersin’de bir polisevine düzenlenen saldırıyı üstlenmesinin ardından bir yazı kaleme alan gazeteci Murat Sabuncu, “Türkiye’de demokratik siyaseti savunan, çoğu cezaevinde olan Kürt siyasetçiler ile ‘çözümü’ hâlâ silahta, şiddette, ölümde, öldürmede arayan PKK arasında büyük bir uçurum oluştu” diye yazdı.
PKK’nin askeri kanadı HPG’ye bağlı Basın İrtibat Merkezi, 26 Eylül akşamı Mersin’in Mezitli ilçesindeki polisevine yönelik saldırıya ilişkin açıklama yaptı.
HPG, bir polisin hayatını kaybettiği saldırıda iki üyesinin de hayatını kaybettiğini belirterek kimlik bilgilerini açıkladı.
Gazeteci Murat Sabuncu, son gelişmelerin ardından “PKK açıklamasında isim vermeden Demirtaş ve HDP’ye gönderme” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
“Kürt siyasetçiler ile PKK arasında bir uçurum olduğu” görüşünü dile getiren Sabuncu’nun yazısında ilgili kısım şöyle:
“Pazartesi gece yarısı Mersin’in Mezitli ilçesinde yaşanan terör saldırısı sonrası yaşananlar da önemli idi. PKK’nin yaptığı açık olan bu saldırı ve orada hayatını kaybeden polisin, yaralıların topluma hissettirdiği acıyı net bir şekilde paylaştı Demirtaş ve HDP’li yöneticiler. Şöyle dedi Demirtaş:
‘Şiddetin her türlüsüne karşı çıkacağız, demokratik siyasette ısrarcı olacağız. Bunun herkes tarafından net olarak bilinmesini isterim.’
HDP ise şu açıklamayı yaptı:
‘Demokratik siyaset alanını daraltmak ve işlevsiz hale getirmek amacında olanların bu hesabını boşa çıkarmak hepimizin görevidir.’
Bugün PKK saldırıyı resmen üstlendi. Saldırıyı yapan isimleri açıkladı, Türkiye kamuoyuna yansıtılan ismin yanlış olduğunu belirtti. Türkiye’deki pek çok mecrada bu haber oldu. Ancak açıklamanın ilerisindeki önemli bir nokta atlandı. PKK açıklamasının son paragrafında şu cümleler yer alıyordu:
‘Kürt halkını ve değerlerini korumak için kendini feda edenlerin, hangi gerekçeyle olursa olsun düşman diliyle kınanması ancak sindirilmişlikle ifade edilebilir.’
PKK ilerleyen cümlede de “bu dili kullananların halkın değerlerini temsil etmediğini” söylüyor.
Türkiye’de demokratik siyaseti savunan, çoğu cezaevinde olan Kürt siyasetçiler ile ‘çözümü’ hâlâ silahta, şiddette, ölümde, öldürmede arayan PKK arasında büyük bir uçurum oluştu. Demokrasiden, barıştan, silahların susmasından, birlikte yaşamdan yana olanların sesinin daha gür çıkması gereken zamanlar…”